AJDA PEKKAN GİBİ OLAMAM
- 'Silvia Bella' olarak sahneye çıktınız. Sonra nasıl isminiz Asu Maralman'a dönüştü?
- Plak yapacağım zaman, 'Geniş kitleler seni bu isimle kabul etmez, hitap edeceğin topluma göre güzel bir isim bul,' dediler. Yazar Ferid Edgü'nün bulduğu isimler arasında Asu ve Maral'ı çok beğenince, Asu Maral olmasını istedim. Plakçım da Maral çok havada kalıyor diye 'man' ekini koydu, öyle kaldı.
- Kız kardeşiniz Nonna Bella da bir dönem şarkılarıyla ünlenmişti. O ne yapıyor şimdi?
- O Hollanda'da yaşıyor. İki çocuğu, üç torunu var. Çıkmaza girince, müziği 1976 yılında tamamen bıraktı. Aslında biz güzel sesli ev hanımlarıyız. Güzel sesli ev hanımı olmak başka, artist olmaya hayatını adayan, estetik yaptıran, modayı takip eden, hayatını dalga dalga yaşayan biri olmak başka bir şey.
- Pişman oldunuz mu?
- Olmadım, yapıma aykırı. Ben aynaya bakınca estetikli bir yüz görmek istemiyorum, kendimden memnunum. Beni ilgilendiren şey; yüzümün arkasında tertemiz bir yürek görmek. Ajda Pekkan bu yola başvurdu ve ne gerekiyorsa onu yapıyor. Ben yapamadım, yapamayacağımı bile bile de o yola girmedim.
SAHNE, HAYAT İKSİRİ OLDU
- Uzun süre lenf kanseri ile savaştınız.
- Şimdi iyiyim. Kontrollerim daha seyrekleşti. Sadece kilolarımı vermem gerek, yoksa başım belada. Kilo yüzünden başka sağlık sorunları çıkıyor.
- Hasta olduğunuz dönem Sezen Aksu başta olmak üzere sanatçı arkadaşlarınız size destek olmuştu...
- Sezen bana çok yardım etti, onda kaldım bir süre. Benim için bütün yardımcılarını seferber etti. 2002 yılında bana, vefa konseri yaptılar. Üç diva Sezen, Nilüfer ve Zerrin Özer bir araya gelip sahneye çıktı.
- Hasta olduğunuz dönem Ece Bar'da sahne almıştınız. Hastalığı yenmenizde müziğin etkisi de oldu herhalde...
- Sezen ile bir akşam Ece Bar'a yemeğe gitmiştik. Herkes şarkı söylüyordu, ben de İspanyolca bir şarkı söyledim. Ece Bar'ın sahibi Ece de, orada çalışmamı teklif etti. Doktorlarıma sordum; 'Hayat iksiri olur,' dediler, öyle başladım. Baha Boduroğlu çaldı, ben söyledim.
Azınlık olduğum yüzüme vuruldu
- Hırslı mısınız?
- Hırsım yok demeyeceğim. Genelde ülkemizde azınlıklar çok sivrildiği zaman imkanlar azaltılır. Bir toplum içinde azınlıksanız, daha temkinli gidiyorsunuz, belki bunun getirdiği bir tutukluktu.
- Ermeni olduğunuz ile ilgili çıkan yazıların da bunda etkisi vardır...
- Çetin Emeç'in çıkardığı bir yazıydı. Beni çok etkiledi, çünkü ilk defa azınlık olduğum suratıma çok kötü bir şekilde vurulmuştu. Ermeni olduğumu saklamamıştım, ama hiçbir zaman da bunu hissetmemiştim. O güne kadar kendimi hep Türkiyeli hissettim. O zaman sorgulamaya başladım. Sınıflara ayırmayı, insanlar nereden öğrenmiş bilmiyorum. Bütün insanlara acıyorum, daha medeni bir gezegen olmalıydı. Çok değerli insanlar var, heba olup gidiyorlar.