OLMAZSA OLMAZLAR
Yerden aydınlatma, kadını çirkin gösterir. Kadınların kendini iyi hissetmesi için, yerden aydınlatma kullanmam.
Mekan tatlı kokmamalı. Çünkü tatlı koku, içki içmeyi talep ettirmez. Tam tersine yemek yeme isteği uyandırır.
Gece iyi içki satmak istiyorsanız, mutlaka temiz hava sisteminizin iyi olması lazım. Çünkü oksijen içkiyi nötralize eder.
IŞIK, GECENİN BÜYÜSÜDÜR
- Bir gününüzü anlatır mısınız?
- Sabah erken kalkmış olursam, öğlen 12.00'ye kadar evden çıkmam. 12.00'de günlük işlere başlıyorum. Alımlarla ilgili işleri, görüşmeleri saat 17.00'ye kadar tamamlıyorum. Ondan sonra gece insanı oluyorum ve yavaş yavaş mekanları gezmeye başlıyorum.
- Hangi mekanlar bunlar?
- Şu anda Biber var, W Lounge, Levendiz Meyhanesi, Minyon, Black ve son olarak da Ses eklendi.
- Eğlence, yurtdışından şablonları getirmekle mi oluyor, yoksa Türkiye kendi eğlencesini yaratabildi mi?
- 10 yıl öncesine kadar, ben ve işletmecilik yapan bütün dostlarım, yurtdışından şablonlar, en azından kopyalar getiriyorduk. Fakat çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, 10 yıl öncesinde İstanbul dünya gece hayatı haritasında yokken, bugün ilk üç sırada mutlaka yer alıyor. Şu an Yunanistan'ın şaşaasını biz aldık.
- Bir mekanın tutması neye bağlıdır?
- Hayal etmek önemli. Mesela ben Biber'i, çok yüksek volümlü müzik olmayan, 30 yaş üstüne hitap eden ve iş çıkışı gidilebilecek bir bar olarak hayal ettim. Aynen de öyle oldu. Dolayısıyla siz bu tanımı çok net koyarsanız ve bütün pazarlama araçlarınızı da bu şekilde kullanırsanız, otomatikman o ürün öyle algılanıyor.
- Ne talep ediyor 30 yaş üstü?
- Her şeyin en iyisini istiyor. 20-30 yaş arası hepimizin hayatında öğrenme yaşları. 30'lardan sonra, daha seçici olmaya başlıyorsunuz. Artık şarabınızı, viskinizi markasıyla istiyorsunuz...
- İşletmecilikteki başarınızın sırrı ne?
- Ürünü doğru konumlamanız önemli. İkinci faktör, lokasyon, yani yer. Bazen hiç hayal etmediğiniz bir yerde ürün o kadar doğrudur ki, ürüne gidersiniz. Bunun örneklerini yaşadık İstanbul'da. Kime ne satacağınızı planlamalısınız. Ne sattığınızı çok iyi biliyor olmanız lazım. Mesela Biber'de Türkçe müzik çalmıyorum, çünkü Biber'in ruhuna uygun görmüyorum. Eğer bir gün ben bunu değiştirmeye başlarsam, mekan ruhunu kaybeder. Bu, Türkçe müziğe karşı olduğum için değil. Hemen bitişiğinde, Ses diye bir mekanım var. Orası da sadece Türkçe müzik çalar. Yan yana iki mekan konumluyorsunuz, birbirinden çok farklı. Biber'i öğlen açmıyorum, çünkü kafe değil. Bu kimliği korumak önemli. Işık, dekor... Işık, gece hayatının büyüsüdür. Bazı mekanlarda gündüz gördüğünüz görüntüye hakikaten dayanamazsınız. Ama gecenin pırıltısı ve ışığı ile bir anda o mekan bambaşka hale gelir.
EĞLENENLERİN TİPOLOJİSİ
Eğlenenler: Bir kitle vardır hakikaten eğlenmek için, günlük sıkıntılardan kurtulmak için çıkar.
Gedikliler: Ne istediğini bilen müşteri kitlesidir. Mekanı seçip oraya gelir. Mekan duygusu vardır. Gelir, orada yaşar, zaman tüketir. Haftanın beş günü gelen insanlar var.
Görünmek isteyenler: Sadece görünmek için çıkan kişiler vardır. Eğlenceyi sevip sevmemeleri önemli değildir.
Ne istediğini bilmeyenler: Bir kitle vardır, ne istediğini bilmez ve onlar bir gece içinde birkaç mekan tüketir, çünkü arayış içindedirler.
ÇOK KIRILGANIM AMA GÖSTERMEM
- Yatırımlarını yönettiğiniz insanlar neden sizi tercih ediyor?
- Bugün W grubunun böyle bir görevi bir Türke vermesi, benim için gurur verici. Bu tamamen güvenle ve sektördeki duruşunuzla ilgili. Bizim W ile anlaşmamız aşağı yukarı altı ay aldı. Sosyal hayatıma kadar araştırıldım. Zaten yavaş yavaş otellerde, kendi işime doğru bir yöneliş içindeyim. Otele diyorum ki: 'Sen otelciliğini, yap ben de eğlenceyi yapayım.' Dünyanın birçok ülkesinde, eğlence otellere girmeye başladı. Türkiye'de de bunun yükselen trend olacağını düşünüyorum. Mart ayında Rixos Pera'yı hayata geçiriyoruz. İki taraf için de çok doğru bir iş. Çünkü herkes en iyi bildiği tarafını yapıyor ve iş keyifli gidiyor. Hayal kurmak ve gerçekleştirmek çok keyifli
. - Mekanlarınızın bazılarında oyuncak koleksiyonunuzdan parçalar var. Bir yanınız çocuk gibi. Ama çocuklar kırılgandır...
- Bütün mekanlarımda, kimliğimden küçük parçalar bulursunuz. Aslında bu işte bir yere varmamda, o çocuk ruhumun etkisi var. Ben çok kırılganım, sadece göstermem. Mesela yok olmayı iyi bilirim, kaybolmayı... Alkollü olduğumu hissettiğimde, anlamazsınız nereye kaybolduğumu. Bir anda yok olurum. Evime girdiğimde yaşarım yaşayacaklarımı... Gece hayatında bir şeyleri konuşmak, anlatmak çok doğru değildir. 24 saatin geçmesini beklerim.
- Çok insan tanıyan biri olarak, insanların karakterlerini çözüyor musunuz hemen?
- Günde 300 insanla tanıştığını varsayarsan, insan sarraflığı konusunda önemli bir adım atmış oluyorsun.
- Rahat fal bakabilirsiniz yani... (Gülüşmeler.)
- 10 kişi getirin, nasıl insanlar olduklarını sorun. Bakınca, direkt doğru tanımları yapacağıma inanıyorum. İki içkiden sonra garanti veririm! Eğlence dünyası dediğiz zaman, çok geniş bir alanı kapsıyor. Tam 1001 kahramanı var eğlence dünyasının...
- Yazın Çeşme'desiniz. Eğlence Bodrum'dan daha mı farklı? Neden Çeşme'yi tercih ettiniz?
- İlk kadınım Bodrum. Fakat sonra Çeşme'yle tanıştım. Gerçekten ikinci kez âşık oldum. Çünkü Çeşme'de, Bodrum'un 15 yıl önceki naif halini görüyorum. O beni cezbediyor. Hep şu söylenir:
İstanbul- İzmir bir arada eğlenmez! Ama ben İstanbul ve İzmir'i bir arada eğlendiriyorum...
- Kimleri görmek istersiniz gece hayatında? Ne bileyim, Egemen Bağış gelsin ister misiniz mekanınıza veya Kamer Genç?
- Çok isterim. Gece eğlenmeye, mutlu olmaya çıkmış herkesi görmek isterim. Bunda herhangi bir sınır yok.
- Taşrada içkisiz bir eğlencenin gelişmeye başladığını görüyoruz. Bunu gece hayatında bunu bir muhafazakarlaşma süreci olarak görüyor musunuz?
- Hayır, eğlence hayatı aynen devam ediyor.