ST. Petersburg için Rusya'nın kültür ve sanat başkenti diyorlar. Bu sıfatı sonuna kadar hak ediyor. Kent, Rusya'nın efsanevi devlet adamı bizim verdiğimiz ismiyle 'Deli', Rusların deyimiyle Çar 'Büyük' Petro'nun 27 Mayıs 1703'te denizlere açılma sevdasının bir ürünü olarak, bataklık üzerinde doğmuş. Avrupa'daki eğitimi sırasında kıtanın şehircilik anlayışından etkilenen Çar I. Petro, Paris ve Venedik benzeri olmasını istediği kenti kurarken, Rusya'nın taş ustalarını toplamış. Limana gelen her geminin taş getirmesi de şartmış. Projeye o dönemde çılgınlık gözüyle bakılmış, ama şehir, Rusya'nın kuzey batısında Neva Nehri'nin kollara ayrılarak Fin Körfezi'ne aktığı bataklık bölgede yükselmiş. Kısa sürede tiyatro salonları, kiliseleri, opera binaları ve geniş caddeleriyle Çarlık Rusyası'nın başkenti olmuş. Puşkin ve Dostoyevski de uzun yıllar burada yaşamış. Bu arada Türk-Rus Kültür Vakfı, 15-30 Nisan arasında İstanbul'da Rus Kültürü Festivali düzenleyecek. Festivalde Dostoyevski'nin roman kahramanları, edebiyat defilesine çıkacak. 15 Nisan'daki açılışta İstanbul Kongre Merkezi'nde Igor Moiseyev Rus Devlet Akademik Halk Dansları Topluluğu bir gösteri sunacak.
DOSTOYEVSKİ ÇOK SİGARA İÇERDİ
Fyodor Dostoyevski (11 Kasım 1821- 9 Şubat 1881): En tanınmış Rus yazarlarından biri olan Dostoyevski, ömrünün uzun bir bölümünü geçirdiği kentte, onlarca ayrı evde kalmış. Son kaldığı ev, müze yapılmış. Bu evde çeşitli objeler, şapkası, çalışma masası, çaydanlık, çay takımları, çocuklarının oyuncakları var. Dostoyevski'nin iki tutkusu varmış: Çay ve sigara. Sabah 04.00'e kadar çalışır, öğlen de 13.00'e kadar uyurmuş. Gece çalışırken 40'a yakın sigara tüketirmiş. Dostoyevski 59 yaşında öldüğünde kızı, sigara tabakasının üzerine "Babam çok sigara içerdi," diye yazmış.
PUŞKİN NİYE SİYAHİ HEYKEL SEVERDİ?
Aleksandr Puşkin (6 Haziran 1799- 10 Şubat 1837): Rus edebiyatının kurucusu kabul edilen Puşkin'in evi, kent merkezinde. Şu anda müze olan evde, Puşkin'in kütüphanesini, çalışma odasını ve düelloda karnından yaralanınca üzerine uzandığı ve iki gün sonra can verdiği kanepeyi görebilirsiniz. Kanepenin üzerindeki kan lekeleri hâlâ duruyor. Puşkin'in büyükbabası, Habeşistan kökenli İbrahim Hannibal'dı. O bir siyahtı. Çar I. Petro'nun da topçu paşasıydı. Puşko, Rusçada top anlamına geliyor. Sonuna gelen ekle Puşkin, Rusçada bizdeki Topçuoğlu'na denk gelen bir soyadına sahipti. Puşkin'in çalışma masasında bir siyahi kölenin küçük heykeli her zaman dururmuş. Puşkin'in buna, geçmişini, kökenini unutmamak için baktığı söylenirmiş.
ÇARİÇE'NİN SANAT MABEDİ: ERMİTAJ MÜZESİ
Kışlık saray, şimdi Ermitaj Müzesi olarak hizmet veriyor. Bu sarayın dar merdivenlerinin de ayrı bir tarihi var. Rus sosyalist devrimci Vladimir Lenin'in Ekim Devrimi sırasında silahlı ayaklanmayı başlatan "Dün devrim için erkendi, yarın geç olabilir," sözlerinin ardından, kalabalıklar kışlık saraya bu merdivenlerden girmiş... Çariçe Katerina, dünyanın her yerinden sanat eserleri toplatmaya başlamış ve burayı bir sanat mabedine dönüştürmeyi başarmış. Dünyanın en büyük beş müzesinden biri kabul edilen Ermitaj, resim koleksiyonu açısından ise birinci sırada geliyor. Müzede Leonardo Da Vinci'den Michelangelo'ya, Rembrandt'tan Matisse'e kadar kimler yok ki... Dolaşmaya başladığınızda bir objenin önünde 5 saniye geçirirseniz, altı aya ihtiyacınız olacağını söylersek, müzenin büyüklüğünü hesaplayabilirsiniz.
