WIll Smith, Gloria Estefan, Marc Anthony, Christina Aguilera... Şu ana kadar Miami'de rastladığım ünlülerden birkaç isim bu saydıklarım... Aralık, ABD'nin parti şehri Miami'nin en güzel zamanı. Aşırı sıcaklar geçti, hava normalleşti. Üstelik sadece sanatçılar değil, dünya jet seti de bu hafta itibariyle Miami'de. Dünyanın en önemli sanat organizasyonlarından Art Basel'in Miami Beach ayağı perşembe başladı. Yarına dek açık olan fuar kapsamında ünlü markalar partiler veriyor, nereye gitseniz elinde şampanya kadehiyle birileri karşınıza çıkıyor. Evet, şu sıralar Miami sokaklarının vazgeçilmez içkisi şampanya olmuş. Zaten dünyanın en büyük şampanya markaları parti ve davet yarışı gerçekleştiriyor! Ama Louis Vuitton'un plaj evindeki yemek davetinin önüne kimse geçemiyor. Merak edenler için bir Miami turu gerçekleştirelim. Art Basel Miami, 1970'den beri gerçekleşiyor. Ama son beş yıldır çok popüler. Bu yıl 40 ülkeden 500 galeri, 2 bin 500 sanatçıyla katıldı. 100 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyordu ama çok daha fazla insan şehre akın etti.
HER YERDE ETKİNLİK VAR
Art Miami Basel'in müdavimleri arasında Türkiye'den de koleksiyonerler var. Üstelik bu yıl fuarda dünyanın önde gelen sanat galerilerinden biri olan Marlborough Gallery, Ahmet Güneştekin'in iki eserini birden sergiliyor. Galerinin temsil ettiği sanatçılar arasında Fernando Botero, Manolo Valdes ve kısa bir süre önce çağdaş sanatta dünya rekorunu kıran Francis Bacon gibi isimler de var. Geçtiğimiz hafta New York'taki galeride Güneştekin'in ABD'deki ilk kişisel sergisinin açılışı gerçekleşmişti. Eserlerin birçoğu daha açılış günü satılınca galeri direktörleri Pierre Levai ve Marcia Levine Türkiye'den iki eser daha getirtip Miami'deki fuara katılmış. ABD'li koleksiyonelerin eserlere ilgisi hayli fazla. Güneştekin'in Batman'dan ABD'ye uzanan hikayesini hayranlıkla dinliyorlar. Galeri direktörleri ve Güneştekin'le sohbet ediyorum. New York ve Miami dışında sanatçının Ankara, Venedik, Budapeşte, Spoleto gibi yerlerde de sergileri olacağını öğreniyorum. Fuar o kadar kalabalık ki yürümekte zorluk çekiyorum. Üstelik fuar dışında şehrin hemen hemen her noktasında parti ve organizasyon var. Hip-hop şovlar, konferanslar ya da peynirden yapılmış heykeller... Miami'de herkes için yapacak bir şeyler var.
TRACEY EMIN FIRTINASI
Kıbrıslı Türk bir babanın kızı Tracey Emin de fuarda. İngiltere'de yaşıyor ve İngiliz sanatçı olarak geçiyor. Ama özellikle Can Elgiz gibi Türk koleksiyonerler işlerini topluyor. Emin'in ABD'deki ilk solo müze sergisi, MOCA'da fuar boyunca devam ediyor. Salı akşamı Çağdaş sanat müzesi MOCA'da sanatçı onuruna bir parti gerçekleşti, perşembe ise brunch'ta sanatseverleri ağırladı. Her ikisine de katılım inanılmazdı. Kimileri sanatçının işlerini depresif ve uçuk bulsa da, fuarın en çok konuşulan isimleri arasındaydı. Rock' n roll karaoke fırtınası birkaç yıldır tüm ABD'de esiyor. Miami'de hafta boyunca rock'n roll karaoke partileri düzenlendi. Kimler mi vardı? Aylar öncesinden biletleri alanlar. Karaoke partilerinin bu yılki içkisiyse buzlu çaydı. Müzede müzik etkinlikleri artık hayatımızın bir parçası. Biz klasik müzik dinletilerini alışığız. Ama burası Miami. MOCA'da rapçi Kendrick Lamar konser verdi. Ancak konseri sadece özel davetiyesi olanlar seyredebildi. Rap müzik şehri epey sarmış. Özel partilerde de sık sık Kanye West çalıyordu. Bu arada söz Kanye West'ten açılmışken Kardashian kardeşlerin Miami'de olduğu bilgisini de paylaşayım.
LADY GAGA İLE YEMEK ŞANSI
Fuarın en ilgi çeken sergisi Fransız peynirleri oldu. Tahtadan bir Fransız haritası hazırlanmış. Bölgelere göre de peynirlerden heykeller yapılmış. Bakmakla kalmıyor, peynirleri yiyebiliyorsunuz. Fuarın en büyük sürprizi Lady Gaga'nın Playboy Plaza Hotel'de gerçekleştirdiği şov oldu. 250 doları gözden çıkaranlar (biletler anında bitti), Lady Gaga'nın şovunu izleme ve kendisiyle sohbet etme imkanı yakaladı. Şov, Born This Way Vakfı yararına düzenlendi. Hoşgörüsüzlüğü ortadan kaldırmayı hedefleyen vakıf, Lady Gaga ve annesi Cynthia Germanotta tarafından kuruldu.
