Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Kaynaştırma öğrencileri ve öğretmenler

Gazetelerde peş peşe iki haber çıktı. Kaynaştırma eğitiminde olan çocuğun öğretmen tarafından sınıftan çıkarılması, istenmemesi ve bu nedenle babasının çocuğu okuldan almasına ilişkin. Hemen birkaç gün sonra da kaynaştırma eğitiminde olan bir çocuğun başka çocukların tacizine uğradığını yazdılar. Okulun, öğretmenin, MEB, velilerin ve ailenin yanlışlarını tartışacağız ama önce kaynaştırma eğitime bakalım. Eminim çocuğu olan ve kaynaştırma eğitimi ile ilişkisi olan ailelerin dikkatini çekmiştir. Önce bilgisi olmayanlar için kaynaştırma eğitiminden bahsedelim. Kaynaştırma eğitimi herhangi bir nedenle yaşıtlarıyla benzer gelişim gösteremeyen çocuklarla, beklenen normal gelişimi gösteren çocukların aynı sınıfları ve okulları paylaşmasıdır. Bir çocuğun bedensel, nörolojik ya da ruhsal olarak farklı gelişimi doktor raporu saptandıktan sonra, MEB tarafından çocuğun, bu sistem için deneyimi olan okullara devamı sağlanır. Bu çocukların farklı yönlerine uygun olarak hak kazandıkları bazı farklı davranışlar vardır. Bu haklar o çocuklara özel davranmak, kayırmak demek değildir. Yapılmaya çalışılan diğer çocuklarla onları biraz olsun eşitlemeye çalışmaktır. Yoksunlukların oluşturduğu açıklarını kapatmaya çalışmaktır. Ve en önemlisi hakları olan sağlıklı, gelişimleri normal olan yaşıtları ile aynı ortamda olmayı, sosyal ilişki kurmayı sağlamaktır. Diğer çocuklara ise kendilerinden farklı olanlarla yaşamayı, kendisi gibi olmayanı tanımayı, anlamayı öğreteceği için gelişimlerine bir çok dersden daha çok yardımcı olacak bir programdır. Bilimsel olarak her iki grup çocuğa büyük katkısı olacağı kanıtlanmış, ayrıca bir çocuk hakkı olarak evrensel beyannemelerle kabul edilmiş bu program MEB, okullar ve öğretmenler tarafından yeterince önemseniyor ve uygulanıyor mu? Bu soruya deneyimlerimle, gözlemlerimle kesinlikle hayır diyebilirim. Yasal zorunluluk olması nedeni ile adeta mecburen yapılan uygulamalarda sıkca sorun çıkıyor. MEB'in okul yöneticilerini ve öğretmenelerini bu konuda yeterince eğitemediği, önemini ve gereklerini anlatamadığı kanısındayım. Bunun sonucu olarak sadece her şeyi düzgün ve yeterli olan çocuklara öğretmeye programlı öğretmenlerin birçoğu kaynaştırma öğrencilerini istemiyor. Farklı beceri, daha fazla efor gerektiren bu çabaya girmek yerine, çocuğun okuyamayacağını söyleyen öğretmen sayısı maalesef çok fazla. Çocuğu nasıl ele alacakları, nelere dikkat etmeleri gerektiği gibi konularda yeterli bilgi ve beceri ile donatılmadıkları için, her bilinmeyenden olduğu gibi bu çocukların öğretmeni olmaktan da korkuyorlar. Bu nedenle eğitmenler kaynaştırma eğitimini desteklemek yerine, sorunu olan her türlü çocuğun ayrı sınıflarda, hatta mümkünse ayrı okullarda olması gerektiğini söylüyor.

DİĞER VELİLER HAKSIZLIK EDİYOR
Sadece kaynaştırma eğitiminde olan çocukların değil, her türlü farklılığı olan çocuğun kendi çocuğu ile aynı sınıfta okumasına karşı çıkan veliler de var. Sorunların çocuklarına adeta bulaşacağı, eğitimlerinin engelleneceği gibi endişelerle farklı olanların uzaklaştırılmasını istiyorlar. Kendi çocuklarının haklarını savunduklarını düşünürken, birçok çocuğun hakkını yok sayıyorlar. Öğretmenler de en büyük ve yanlış savunmayı "Diğer veliler istemiyor," diyerek yapıyor. Çocuğunun her koşulda okumasını sağlamakla yükümlü olan ailelerin bir kısmı haklarını, çözümleri araştırmayarak çocuklarını eğitimden mahrum bırakıyor. Bazı aileler, damgalanacakları korkusu ile çocuklarına rapor almaktan çekiniyor. Okuldan, öğretmenlerden ya da diğer velilerden gelen olumsuzlukların çözümü çocuğu okuldan almak değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA