Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Eylülün faydaları

Nem azalacak, şehir hareketlenecek. ArtInternational ile 'ucube'lerin fotoğrafçısı Diane Arbus'tan hiper gerçekçi Taner Ceylan'a, çağdaş sanata doyulacak. Diziler başlayacak, Kenan İmirzalıoğlu'yla hasret giderilecek!

Yazın bitmesi, sonbaharın gelmesi genellikle travmatik bir durumdur. Tatiller net biçimde sona ermiştir, okullar açılıyordur, trafik bezdirecektir, şehir keşmekeşi kaçınılmazdır... Kasvet, daha saatler geri alınmadan basar. Eylül, çoğu insan için depresif bir aydır.
Ama iyi yanları da yok değil. Sıcaklığın düşmesi, normalleşmesi demek bir kere... Üstümüze yapışıp nefessiz bırakan nemin insani ölçülere inmesi demek...
Eylül, bir sürü yerin en güzel olduğu aylardan. Başka türlü bir ışığı, ruhu var. Hüznü, şefkati. Ege'nin, Güney'in, curcunadan sıyrılıp esas sahiplerine kaldığı, denizin süt gibi olduğu, güneşin yakmadan okşadığı, karmaşanın değil huzurun hakim olduğu dönem.
Ama metropollerin de en davetkar olduğu ay herhalde eylül. Sezonun açıldığı, hareketin bereketin kol gezdiği, kültür sanat takviminin göz doldurduğu bir yenilenme vakti. Şehrin de başka model bir şarj edebilme becerisi olduğunu kabul etmek lazım.
Lady Gaga konseri mesela. Hayatta bir kere tecrübe edip çentik atmak icap eden olaylardan ve de 16 Eylül'de İTÜ Stadyumu'nda. Sonra benzersiz enerjisiyle herkesin canı Tarkan: 3-4-5 ve de 7-8 Eylül'de beş gece Harbiye Cemil Topuzlu'da.
Konser yazın da vardı diyebilirsiniz.
Vardı, doğru. Dr. House olarak delisi olduğumuz Hugh Laurie, umulmadık lezzetteki ekibi The Copper Bottom Band'le beraber, çok az sayıda sanatçıya nasip olacak şiddette salladı Açıkhava'yı. İz bırakan birkaç konser sığdırdık yaza ama sergiler söz konusu olduğunda yaz, en ölü mevsim.
Sezon siftahı, Pera Müzesi'ndeki graffiti sergisiyle geldi. 'Duvarların Dili:
Graffiti / Sokak Sanatı', sokağı müzeye sokarak biraz kafese girmiş kuş hissiyatı verse de renkli, coşkulu, Instagram'lık sonsuz malzemeyle dolu... Eylül boyunca (5 Ekim'e kadar) da devam ediyor.

ÇAĞDAŞ SANAT FUARI ARTINTERNATIONAL, HALİÇ'TE

Ayın en bomba etkinliği şüphesiz ki ArtInternational. 26-28 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenecek uluslararası bir çağdaş sanat fuarı bu. Prestijli galeriler ile dünyaca ünlü modern ve çağdaş sanatçıları İstanbul'da buluşturacak: 24 ülkeden 80 galeri ve yaklaşık 400 sanatçının işi bir arada, seyrinize amade.
Andy Warhol'dan David Hockney'ye, Damien Hirst'ten Banksy'ye, en ikonik isimler Andipa Gallery ile teşrif ediyor.
New York'un ünlü galerilerinden Robert Miller Gallery mesela, fotoğraf ustalarının işleriyle geliyor: Diane Arbus, Herbert List, Patti Smith... 'Fotoğraf sanatının Kafka'sı' lakaplı Diane Arbus, enteresan bir kadın.
Önce Vogue, Harper's Bazaar gibi dergilere çekim yaparak başlıyor, sonra siyah beyaz portrelere yöneliyor, ödüller kazanıyor. Fakat ilginç olan şu: Bildiğimiz 'normal' estetik ona göre değil. Onun ilgisini çekenler 'freak'ler yani 'ucube'ler, 'marjinal'ler...
Hayatı sirklerde, akıl hastanelerinde, parklarda, üçüncü sınıf otel odalarında geçiyor. En çok cüceleri, devleri, transseksüelleri, çıplakları, engellileri fotoğraflıyor.
1923'de başlayan hayatına 1971'de yani 48 yaşında son veriyor. 1972'de Venedik Bienali'ne işleri katılan ilk Amerikalı sanatçı oluyor. MoMA'daki retrospektif sergisi de müzenin o güne kadar en çok ziyaret edilen sergisi olup sonra pek çok ülkeyi dolaşıyor.
Bir de hayat hikayesinden yola çıkılarak çekilen ve kendisini Nicole Kidman'ın canlandırdığı film var:
2006 yapımı Fur: An Imaginary Portrait of Diane Arbus. İronik olan, tam da 'ucubelerin fotoğrafçısı' diye nam salmaktan korkarmış Arbus ve fakat tam da öyle anılıyor.

TANER CEYLAN HASRETİNE SON!

Hiper gerçekçi resimlerinin hastası olduğumuz Taner Ceylan da dört yıllık hasretimize son vererek Paul Kasmin Gallery ile İstanbul'da olacak.
Geçen yıl New York'taki sergisinin ardından başlattığı 'Altın Çağ' desen serisinden işlerini göreceğiz. Ama asıl olay yine aynı serideki 'Ay Teni' ve sanatçının ilk heykeli 'Ay Masalı' galiba.
Yeni resmi 'Ay Teni'yle ilgili olarak kendi de çok heyecanlandığını söylüyor Taner Ceylan: "Çünkü fark ettim ki sanat tarihinde bu anlayış böyle bir konuyla resmedilmemişti hiç. Böyle aşklar ve temasları yazılı olarak okumuşsunuzdur, bilirsiniz, ama böyle klasik bir teknikle resmedilmemişti."

EMMY NE DERSE DESİN, BİR DE YERLİ DİZİLER VAR!

Yazın bitmesi, televizyon karşısında geçirilecek zamanın da artması biraz.
Günlerdir Emmy magazini takip ediyoruz ama ömür sadece Breaking Bad'le, Game of Thrones'la, yabancı diziyle geçmez. Eylül, yerli dizi sezonunun da açılması, ekranların şenlenmesi anlamına geliyor. Karadayı'nın akıbetini öğrenmek, Kara ailesinden kimler hayatta kaldı görmek, Kenan İmirzalıoğlu özlemini dindirmek, mühim şeyler bunlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA