Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Bir şarkının peşinde koşmak...

Hep söylemişimdir: Bizim kuşaklar için müzik öncelikle melodi demekti. Yıllar boyu kimi şarkıları özellikle melodileri yüzünden unutamadık, hep dinleyip söyledik, kulaklarımızdan asla çıkmadı onlar... Müziğin ritim, akor, armoni, şarkı sözleri gibi unsurları ikinci planda kaldı. Biz özellikle melodilere âşık olduk ve onların anısını koruduk.
Bu yüzden, bizim kuşaklar birer melodi avcısıdır! Elbette o dönemde şarkıları elde etmenin inanılmaz zorluğunun da katkısıyla... Bizler gençlik yıllarımızda popüler parçalara kolay kolay ulaşamazdık: Ne yeterince radyo vardı, ne de ülkeye plak gelirdi. O yüzden bir 45'lik, bir uzunçalar, sonraları bir teyp veya kaset son derece değerli birer araçtı. Ve böylece şurada veya burada duyduğumuz bir şarkıyı elde edemedik, onlar birer anı olarak kaldı. Ne Şurup-Şeker Şarkılardı Onlar kitabımda uzun uzun anlattığım gibi, hepimiz birer 'Kutsal Melodi Avcısı' haline geldik!
Benim yıllardır peşine düştüğüm şarkılar vardı. Gerçi o dönemden beri kimilerine ulaştım. Artık internet sayesinde erişilen, başta amazon.com gibi kimi sitelerde de bazılarını bulup getirttim. Ama birkaçına asla erişemedim. Bunu bilen kimi dostlarım bana yardım ediyor. Onların başında da kardeşim Ayşe'nin eşi sevgili Cem Kapancı başı çekiyor. Kendisi de bir müzik tutkunu olan Cem, son aylarda örneğin nispeten yakın tarihli bir parçayı, Gibson Brothers'ın 80'lerin başından kalma Quartier Latin parçasını bulup getirdi: Bir CD'de. Keza Charles Aznavour'un hiçbir albümünde bulamadığım şarkısı Mourir d'Aimer de tek şarkılık bir CD olarak elime geçti.
Ama bana en büyük sürprizi, çok daha eski bir şarkı oldu. Adı Si Senor (sinyor okunur). Söyleyen, ünlü mambo orkestrası şefi Edmundo Ros. Ben parçayı 50'lerin ikinci yarısında, İham Gencer'in Ayten Gencer'le (yani Ayten Alpman) İstanbul radyosundaki 20 dakikalık haftalık programlarında dinleyip bayılmış, sonradan orijinalini de duymuştum. Bir kadın-erkek düetidir bu: Neşeli, çapkın bir Latin parça. Yıllar boyu aradığım parçalardan biriydi. Gerçi izini bulmuştum, amazon.com'da: Sanatçının ilk dönem hit'lerinden oluşan Much, Much Too Much albümünde yer alıyordu. Ama plak tükenmiş, yenisi de basılmamıştı. Ve ancak birkaç özel koleksiyoncunun elinde vardı. Ancak, doğrusu ABD veya İngiltere'deki elin adamına kredi kart numaramı vermekten ürktüğüm için getirtememiştim.
Ama Cem becermiş. Artık nasıl yapmış, bilmiyorum. CD'yi günlerdir büyük bir zevkle dinliyorum. Geçenlerde Beşiktaş Belediyesi'nin Safa Önal gecesinde rastladığım İlhan Abi'ye de söz ettim, hatırlamayacağından emin olarak... Tersine çok heyecanlanıp "Ben de isterim," demez mi? İlk fırsatta ona ve Ayten Hanım'a birer kopya yapacağım!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA