Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Magazin balinaları

Efendim, teşbihte hata olmaz ama hakikaten bizim 'magazin balinaları'mız var. Nasıl ki Japon balina avcıları çıkıyor ava, yakalıyorlar balinaları, kes kes bitiremiyorlar... Etlerini ayrı, yağlarını ayrı, kuyruklarını ayrı... Her taraflarını ayrı değerlendiriyorlar... İşte bizim de magazin balinalarımız sayesinde bu memleketin magazincileri senelerdir haber üzerine haber, skandal üzerine skandal üretiyorlar. Malzeme sınırsız, hâlâ kazmayı vurduğunuzda haber fışkırıyor! Tabii 'magazin balinası' derken, kati surette ebat kast etmiyorum. Malumunuz, bizim magazinimizde boy gösteren her figür daimi surette diyet yapmakta ve bir büyüyüp bir küçülmektedir. Hele o 'Küçük Ceylan' yok mu, burnu her daim ufalarak matematiksel tabirle bir nokta haline dönüşmüştür. Dolayısıyla, 'magazin balinalığı'nı, Japon balıkçıları yad ederek, 'sonsuz malzeme' manasında kullanıyorum. Magazinimizde sönmeden parlayan yıldızlardan biri de Bülent Ersoy'dur efendim. Makyajıyla giderek daha fazla gerilim tarzı bir filmi andırsa da, duygusal komedidir o. Son aşk macerası da, maşallah, hem duygu fışkırması şeklinde ifşa olmuştur, hem de bir komediye dönüşmüştür. Evet efendim, divamızın sevgilisi, ki muhtemelen yeni yönetmelikle bakkaldan bira alamayacak yaştadır, divayı aldatmış! Yalnız arkadaşın velisi, ki bu annesi oluyor, ortada bir aldatma olmadığını beyan ediyor. Zaten nedense, divanın sevgilileri adına hep velileri konuşuyor. Medyamızın balina avcıları ise sözleşmiş gibi konudan hep bir 'aşk hadisesi' olarak bahsediyor. İşte olayın hakiki komedi kısmı da burada başlıyor. Yani herkes konunun farkında ama lafı dolandırıyorlar. Divanın 'büyük aşk' yaşadığı çocuk onu aldatarak yaralamış, çocuğun annesi işi toparlama derdinde, "Aldatma yalan, birbirlerini seviyorlar," açıklamaları yapmış, falan...

TALİH KUŞU DİVA
Neyse ki popçu Doğuş ortaya çıktı ve bizi gerçek dünyaya döndürdü: "O çocuk 20'li yaşlarda. Belli ki parası, işi gücü yok. Ne yapsın, tabii ki birlikte olacak. Ben de beş parasızdım. O yıllarda karşıma Bülent Ersoy çıksaydı, 'Gel evladım,' deyip aşk teklif etseydi kabul ederdim. 'Allah! Başıma Milli Piyango kondu!' derdim. Hatta aç kalmamak için Bülent Ersoy'la evlenirdim. Ekmek yok, su yok, sıcak bir yatak yokken Bülent Ersoy 10 milyon dolar gibi gelirdi gözüme!" Bu laflar canlı yayında edildi. Malumunuz, bizim memleketimizde canlı yayınlara müdahale etmek için yanıp tutuşan kimseler var, işte o abiler-ablalar Doğuş'a, "Ne biçim delikanlısın?" diye mesajlar yollayınca, Doğuş da, "Ne delikanlılığı ya! Bu ülkedeki delikanlılar Çanakkale Savaşı'nda öldü!" diye coşarak noktayı koydu.

KİM KİMİ DÖVER?!
Evet efendim, diva vesilesiyle gözlerimizin önünde şahlanan skandalların esansı budur: Divamız bir talih kuşu gibidir. Kime konacağı belli olmaz. Tabii olayda renkli ayrıntılar da var. İddiaya göre diva, 'sevgilisi' onu aldattı diye çocuğu dövmüş. Sorular üzerine, "Ben dövebilir miyim ayol kadın başıma? Çok kuvvetlidir o," diye açıklama yapıyor. Vallahi objektif olarak konuşuyorum, oğlan sivrisinek gibi, divamız ise maşallah, kodu mu oturtur zannımca. Kaldı ki, Muğla'da kahve basan bir hanım, üç kişiyi bıçaklayıp hacamat etmiş, divamız mı yapamayacak?! E, talih kuşunun eti öyle kolay kolay yenmez. Hazır magazin balinaları demişken, aklımıza ilk gelen isimlerden biri de Hülya Avşar oluyor, değil mi kıymetli okur? Otursa haber, kalksa haber. Eski eş Kaya Bey'i de ihmal etmeyelim. Neyse işte efendim, geçtiğimiz günlerde iyi ki doktorluğu değil de, başka bir 'şey' olmayı tercih etmiş Erol Bey, yine Hülya Hanım ve Kaya Bey üzerinden fırtınalar kopardı. Erol Bey'i 'şey' diye tabir etmem yakışık almadı, biliyorum ama gerçekten kendisinin 'ne' olduğunu bilmediğim için öyle şe'ettim. Erol Bey, muhtemelen 'Uzan arşivi' tabir edilen gizli kayıtların en azından bir kısmına haiz ki, Twitter denen icattan ifşaatlarda bulunuyor: "Bak Hülyacım, sen beni niye mahkemeye veremezsin ve korkarsın biliyor musun? Yazdıklarımın gün, tarih, otel, tekne, şahit, güvenlik kaydı, resim, video, foto şeklinde detaylarının zaten mevcut olduğunu ve bunları da gerekirse! sunacağımı bilirsin." Evet efendim, arkadaş alenen elinde gizli birtakım kayıtları bulundurduğunu ilan ediyor. Tamam, Hülya Hanım'ı muhafaza etmek bana düşmez ama bu nedir ya?! Herkesin elinde kasetler, kayıtlar... Yeter be kardeşim!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA