Türkiye hükümetinin daveti üzerine güzel ülkenize ziyarette bulunmaktan mutluluk duymaktayım. Ziyaretimde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile görüşeceğim. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'la da çalışma toplantısında bir araya geleceğim. Görüşmelerimde Çin- Türkiye ikili ilişkileri ve iki ülkenin ortak ilgi alanına giren uluslararası ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunacağız. Çin ve Türkiye birbirinden uzak coğrafyaya sahip olmalarına rağmen dostane ilişkileri çok eskiye dayanan iki ülke. Geçmişte tarihi "İpek Yolu" iki ülkeyi birbirine sımsıkı bağlamış ve iki ülke halkı derin dostluğunu bugüne kadar sürdürmüştür. 1971'de diplomatik ilişki kurulmasından itibaren, özellikle yeni yüzyıla girildikten sonra iki ülkenin işbirliği, kapsamlı ve hızlı gelişme göstermiştir.
TİCARET HACMİ 12 KAT ARTTI
2000 yılında ikili ticaret hacmi 1 milyar dolardı. 8 yılda 12 kat artış gösteren bu tutar, 2008'de 12.6 milyar dolara ulaştı. Küresel finans krizine rağmen Türkiye- Çin arasındaki ikili ticaret hacmi 2009'da 10 milyar doları yakaladı. Çin, art arda üç senedir Türkiye'nin dördüncü büyük ticaret ortağı konumuna geldi. Son yıllarda müteahhitlik sektörü Çin'le Türkiye'nin ekonomik işbirliğinin parlak noktasını oluşturdu. 2007'de Çin şirketlerinin Ankara-İstanbul hızlı tren projesine katılması ilişkilerde yeni sayfa açtı. Çin tarafı olarak büyük ve saygın şirketlerimizin Türkiye'de yatırım yapmasını ve iki tarafın üçüncü ülkelerde ortak projeleri hayata geçirmesini teşvik edeceğiz. Türkiye ile eşgüdümü güçlendirip Orta Asya bölgesinde işbirliği yapmayı da arzu ediyoruz.
KÜLTÜREL İŞBİRLİĞİ
Kültür ve basın alanında da Çin ve Türkiye arasında etkili işbirliği söz konusu. Çin, Türkiye'de bugüne kadar iki "Konfüçyüs Merkezi" kurdu. Bu süreçte Çince, Türk öğrenciler arasında popüler hale geldi. Bu yıl Türkiye'de "Çin'i Tanıma" etkinlikleri düzenlenecek. Ziyaretim sırasında Türkiye ile karşılıklı Kültür Merkezleri açma anlaşmasını imzalamayı planlıyoruz. İki dilde yayın yapacak olan "Çin-Türkiye Kültür ve Turizm Sitesi" projesini de hayata geçireceğiz. Bu yıl Şanghay'da ana teması "Daha iyi şehir, daha iyi hayat" olan dünya fuarı düzenlenecek. İstanbul ise 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti seçildi. İki taraf, bu iki büyük olayı bir araya getirerek bir dizi kültürel etkinlik düzenleyebilir.
SİNCAN'DA GELİŞİME ÖNEM
Son yıllarda Çin'deki dikkat çekici gelişme ve başarılar Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne de yansımıştır. Merkezi hükümetimiz Sincan'ın gelişimine büyük önem veriyor. 1949'dan 2008'e kadar Sincan'ın gayri safi yurtiçi hâsılası birkaç yüz milyon Yuan'dan 420 milyar 300 milyon Yuan'a yükseldi. Son 30 senede Sincan'a toplam 200 milyar Yuan tutarında destek verildi. Bununla birlikte Sincan'da etnik grupların kültürleri korunmakta, tüm etnik gruplar eşitlik ve dayanışma içinde yaşamaktadır. Herkes dini inanç özgürlüğü hakkına sahiptir. Kurtuluş öncesinde Sincan'da sadece bir üniversite, 9 ortaokul ve 1.335 ilkokul vardı. Bu sayılar 2008'de 32 üniversite, 1.973 ortaokul ve 4.159 ilkokula yükseldi. Bu süreçte Uygurca eğitimi de geliştirildi. 2008 yılı itibariyle Sincan'da cami, kilise, Budist ve Daoist tapınak dâhil olmak üzere yaklaşık 24.800 dini mekân, 29.000 dini personel, 91 dini grup ve 2 dini okul var.
ANKARA KRİZİ İYİ YÖNETTİ
Kalacağım süre kısa olmasına rağmen bu ziyaretimle Türkiye'nin bende bıraktığı güzel izlenimin daha da derinleşeceği kanaatindeyim. Şöyle ki...
1- Avrasya bölgesinde önemli bir ülke olan Türkiye stratejik konumu ile uluslararası ve bölgesel işbirliği projelerinde büyük rol oynamakta. Türk halkı akıllı ve çalışkandır. Türkiye'nin gelişme potansiyeli büyüktür.
2- Türkiye uzun tarihi, kültürel zenginliği ve misafirperver halkı ile Çin halkına dostluk duyguları beslemektedir.
3- AK Parti Hükümeti'nin liderliğindeki Türkiye kendisine uygun olan gelişme yolunu araştırarak AB'ye tam üyelik sürecini hızlandırmış ve bu arada küresel finans kriziyle uygun bir şekilde mücadele etmiştir. Bugün Türkiye'nin siyasi durumu istikrarlı, ekonomisi gelişmiş, halkı huzur ve mutluluk içinde yaşıyor.
2011 yılı iki ülkenin diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 40. yıl dönümü. Bu tarih, ikili ilişkilerde kilometre taşı olacak. İki ülkenin karşılıklı "Kültür Yılı" etkinlikleri düzenleyerek Çin-Türkiye ilişkilerini bir basamak yukarı çıkarmasını tavsiye ederim. Çin tarafı olarak Türkiye ile geleneksel dostluğu sürdürüp karşılıklı yarara dayalı işbirliğini derinleştirmeyi, karşılıklı saygı, karşılıklı yarar, eşitlik ve ortak gelişme temelinde ilişkileri sıkılaştırıp yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz.