Antalya Limanından Türkiye saati ile 00.30'da hareket eden gemi, yaklaşık 12 saatte Kıbrıs'ın batısına ulaşarak, 20 deniz mili açıklarından uluslararası sularda Gazze'ye doğru gidiyor.
Mahmut Tural'ın (37) kaptanlığını yaptığı ve saatte yaklaşık 12 deniz mili hızla yol alan gemi, Kıbrıs'ın güneyine vardıktan sonra diğer 8 gemiyle buluşacak.
Geminin kaptan köşkünde soruları yanıtlayan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, diğer gemilerle buluşmak üzere olduklarını, bazı gemilere yakıt ikmali yapılacağını, sonra da Gazze'ye doğru devam edeceklerini söyledi.
Yıldırım, gece herkesin uyku tulumlarıyla yattığını belirterek, ''Burada milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu üyeleri, çok zengin ve çok fakir insanlar var, ama hepsi aynı ortamı paylaşıyor, aynı yemeği yiyor. Belki hayatlarında hiç dışarıda kalmamış, hep lüks ortamda kalan insanlar güvertede yattı. Çok mutlu oldular. Çok güzel bir ortam'' dedi.
Şu anda gemide telefon görüşmesi yapılamadığını, yolcular arasında iyi bir kaynaşma olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
''Burada her dilden, her milletten insan var. Herkes gidebileceğine umutlu. Bu 'insanlığın bir zaferi olacak' diyorlar. İsrail, gelen ülkelere çok fazla baskı yaptı. Gemilerle ilgili bazı sorunlarımız da oldu. Bunu şimdi açıklamak istemiyoruz, ama buna rağmen her türlü zorluğu aştık ve denizdeyiz. Gazze'ye ne zaman varabileceğimizin tarihini veremiyoruz. Şu saatten sonra her an Gazze'ye gidebiliriz.''
Yıldırım, İsrail'e daha önce başvurduklarını, başvuru belgelerini de kamuoyuna ve basına dağıttıklarını kaydederek, ''İsrail hiçbir yardımı içeri almadı. Şu anda biz yardım ediyoruz demesi doğru değil. Bu gemilere provokasyon amaçlı demesi de doğru değil. Bu gemiler insani yardım ve İsrail'i insani yardımın önünü açmaya zorlama gemileridir. Biz İsrail'i zorluyoruz, ama hastalara ve çocuklara yardım gitsin diye zorluyoruz. Bu bizim hakkımız'' dedi.
İSRAİL BASINI GEMİLERE İZİN VERİLMEYECEĞİNİ DUYURDU
İsrail basını, Güney Kıbrıs'ın, Gazze'ye yardım filosuna katılan gemilerin kendi karasuları içinde toplanmasına izin vermeyeceğini dün gece açıkladığını duyurdu.
Gazze'ye Özgürlük hareketi liderlerinden Greta Berlin, Ynet haber sitesine Güney Kıbrıs'ın yasağına rağmen gemilerin programlandığı şekilde yarın sabah Gazze'ye varmasını umduklarını söyledi.
Berlin, merkezlerinin Güney Kıbrıs'ta olduğunu, ancak buraya gitmeyeceklerini belirtirken, gemilerin buluşma noktasının Kıbrıs karasularının uzağında olacağını vurguladı.
Berlin, İsrail komandolarının gemiyi durdurup içindekileri tutuklayacakları haberleriyle ilgili soruya karşılık, "Ne istiyorlarsa yapabilirler, ama bizi durduramayacaklar. Gemilerde sadece Gazze'ye ablukayı kırmak, Gazzelilerin de diğer normal insanlar gibi hür olmasını isteyen siviller var" ifadesini kullandı.
Gazze'deki Filistinlilerin bir "toplama kampında" yaşadığının, bölgeye girip çıkma hakları bulunmadığının altını çizen Greta Berlin, "Eğer gözaltına alınırsak, bizi de toplama kampına koyacaklar" diyerek, İsrail'in Aşdod limanında gemideki yolcular için hazırlanan gözaltı merkezine atıfta bulundu.
Berlin, 1960'lı yılların başından bu yana Filistin halkı için mücadele veriyor. Bir Filistinliyle evli Amerikan vatandaşı olan Berlin, İsrail hükümetinin yardımları Aşdod'dan Gazze'ye aktarma yolundaki önerisinin çok geç geldiğini, gemilerinin çoğunun öneri geldiğinde yola koyulmuş olduğunu söyledi. Berlin, gemilerdeki yolcuların sayısını da 700 olarak verdi.
Gemideki Yahudilerden, halen İsveç'te yerleşik Dror Feiler de "Eğer gözaltına alınırsak, bir iki ay sonra daha fazla gemi Gazze'ye doğru yola çıkacak" dedi.
İSRAİLLİ İSTİHBARAT MERKEZİ: "AMAÇ İNSANİ YARDIM DEĞİL"
Öte yandan İsrail ordu sözcülüğü, İstihbarat ve Terörizm Enformasyon Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora atıfta bulunarak, "filo organizatörlerinin kendilerini insan hakları savunucuları olarak göstermelerine karşın", filoya İstanbul'dan katılan gemilerin hareketi sırasında düzenlenen törene üst düzey "İslamcı teröristlerin" de katıldığını öne sürdü.
Sözcülük, "halen İngiltere'de faaliyet gösteren Hamaslı terörist" olarak nitelediği Muhammed Svalha ve Zahir El Biravi ile Ürdün'deki "Müslüman Kardeşler" lideri Hamam Said'in de katılımcıların arasında bulunduğunu kaydetti.
Eski istihbaratçı olan ve halen merkezin başkanlığını yapan Reuven Ehrlich de "Filonun amacı insani olsaydı, yardımların İsrail aracılığıyla girmesine imkan tanır ve Gazze'ye yasadışı yollardan sızma teşebbüsünde bulunmazlardı" dedi.
Ehrlich, "Bunların tek amaçları İsrail'i ve ordusunu güç duruma düşürüp Hamas'a ve Hamas hükümetine yardım etmek için provokasyon yaratmak" diye konuştu.
İHH VE BÜLENT YILDIRIM HAKKINDA İDDİALAR
Merkezin raporunda, İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Başkanı Bülent Yıldırım'a da geniş yer ayrıldı. Raporda, İHH'nin, "Hamas'a maddi destek sağlayan uluslararası bir yardım ağının içinde bulunmaktan dolayı 2008 yılından bu yana İsrail'de yasadışı örgüt olarak kabul edildiği, radikal İslamcı bir örgüt olduğu ve Müslüman Kardeşler ile yakın ilişki içinde bulunduğu" öne sürüldü.
İHH'nin Hamas'la bağlantısını saklamadığı, faaliyetleri için Gazze'de büro açtığı kaydedilen raporda, Batı Şeria'daki faaliyetlerini düzenlemek amacıyla da 2009 yılı kasım ayında üyelerinden İzzet Şahin'i gönderdiği ifade edildi. Şahin'in yeni şube açmak için çalışmalarına başladığı ve Hamas'a bağlı örgütlere İHH'nin binlerce dolar parasını aktardığı da iddia edilen raporda, Şahin'in geçen nisan ayında tutuklanarak bu faaliyetlerinin durdurulduğu ve Türk yetkililerinin talebi üzerine Türkiye'ye gönderildiği anlatıldı.