60 yıl önce, 25 Haziran 1950 günü şafak sökmesine az bir vakit kala, Komünist Kuzey Kore, Kore Cumhuriyeti'ni istila ederek Kore Savaşı'na yol açtı. Kore Cumhuriyeti ve tüm dünyanın özgürlüğü tarihi bir sınavla sınandı.
Kore Savaşı, Soğuk Savaş'ın başlamasından sonra geniş kapsamlı ilk askeri yüzleşmeydi. Birleşmiş Milletler, on altı üye ülkenin askerlerinden oluşan muharebe birlikleri ve beş ülkeden tıbbi destek grupları yollayarak karşılık verdi. Ve bu askerler,
Güney Koreli askerlerin yanında "hiç tanımadıkları bir ülke ve tanışmadıkları bir halkın" özgürlüğünü savunmak için savaştı. Kore Savaşı'nın 60'ıncı yıldönümünde,
Kore Cumhuriyeti ve Türkiye arasındaki özel ilişkilere dönmek ve geleceğe yönelik ikili işbirliği ihtimallerini konuşmak istiyorum.
TÜRKLERLE KAN KARDEŞ OLDUK
Batı ve Doğu medeniyetleri arasında köprü görevi olan Türkiye, ihtişamlı bir kültürel mirasa sahiptir. Türkiye, Kore Savaşı esnasında, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Kanada'nın da içinde bulunduğu tugay büyüklüğünde ordu birimi yollayan yalnızca bir avuç dolusu kadar devlete katıldı. Gönderilen savaşçıların toplam sayısı 14.936'ya ulaştı. Kasım 1950'de,
Türk askerleri tüfeklerine takılmış süngüleriyle düşmanın karşı konulamaz saldırısına karşı yürüdü. Cesurlukları Kore savaş tarihine geçecek.
Toplam 3.216 kayıpla, Türk halkı Kore halkıyla kan kardeş oldu. Yüce fedakârlıkları olmasaydı, Kore bugünkü durumunda olamazdı. Kore Savaşı ülkeyi tamamen tahribat içinde bıraktı. Ancak
Türk askerleri özgürlük için temellerin atılmasında yardımcı oldu. Yüce fedakârlıklarını her zaman hatırladık, fedakârlıklarının boşa gitmesine izin vermemek için elimizden gelenin en iyisini yaptık. Koreliler seneler içerisinde Cumhuriyetin gerçekleştirdiği başarılardan dolayı gurur duyuyor ve umuyoruz ki Türk halkı da aynı derecede gurur duyuyordur.
TÜRKİYE'YE MİNNETTARIZ
26 Mart'ta, Kuzey, Güney'in deniz kuvvetleri korvetlerinden birini, Cheonan'ı torpidoladı.
Türkiye'nin Kuzey'in provokasyonuna karşılığı esnasındaki etkin işbirliği ve desteği ülkelerimiz arasındaki iki taraflı bağların önemini bir kez daha hatırlattı. Kore Cumhuriyeti'nin Kuzey Kore politikalarının amacı Kuzey'le karşı karşıya gelmek değil, Pyongyang'ı yanlış davranış biçimini değiştirmesi yolunda ikna etmektir. Bizim nihai amacımız, yarımadaya huzur ve istikrar getirmek, refaha ulaşabilmek ve Kore ulusunun yeniden barış içerisinde buluşabilmesidir. Kore yarımadası çok uzun zamandır yüzleşme ve bölünme hali içindedir. Bu durumu
bölgesel ve uluslararası barış için çözüme dönüştürmek bir zorunluluktur. Bir kez daha,
Türkiye'nin bundan 60 sene önce kendini düşünmeden gösterdiği dostluk için yürekten minnetimi sunuyorum. Kore halkı Cumhuriyetin özgürlüğünü savunmak için savaşan cesur Türk savaşçılarını hiç bir zaman unutmayacak.