Ülke çapında yapılan bir kalp hastalığı risk etkenleri araştırmasında araştırmacılar, başlangıçta böbrek fonksiyonları normal olan yaklaşık 5 bin 200 yetişkine ait verileri inceledi. 5 yıllık veriler esas alınarak, böbrek fonksiyonundaki değişiklikleri değerlendirmek için iki farklı genelleştirilmiş tahmin denklemi kullanıldı. Araştırmada, yaşla ilgili böbrek fonksiyonunda azalmada olası ırksal/etnik farklılıkların incelenmesi için beyazlar, siyahi Amerikalılar, Latin Amerikalılar ve Çin asıllı Amerikalılar arasında bir karşılaştırma yapıldı. Siyahi Amerikalılarda yıllık böbrek fonksiyonu azalması oranının daha hızlı olduğu tespit edildi. Azalma, beyaz ırktan olan katılımcılardan yüzde 60 daha hızlıydı.
Araştırma ekibinin bir üyesi, California Üniversitesi'nden Dr. Carmen A. Peralta, gözlemlenen farklılıkların kolesterol seviyesi, ağırlık, sigara içme, diyabet ya da yüksek tansiyon gibi geleneksel risk etkenleriyle açıklanamadığını belirtti.
Böbrek fonksiyonu Latin Amerika asıllı katılımcılarda da daha hızlı bir gerileme gösterdi fakat bu grupta etkinin seviyesi ülkeye göre değişiyor. En hızlı gerileme Dominik Cumhuriyeti asıllı katılımcılarda görülürken, bu grubu Porto Rikolu katılımcılar izledi. Diğer bütün Latin Amerika asıllılar ve Çin asıllı Amerikalılarda böbrek fonksiyonunda gerileme, beyaz Amerikalılarla benzerlik gösterdi.
Son dönem böbrek hastalığı, siyahi Amerikalılar ve Latin Amerika asıllıları orantısız olarak etkiliyor. Dr. Peralta'ya göre bunun olası nedeni, mevcut kronik böbrek hastalığının ilerleme oranının daha hızlı olması. Dr. Peralta, böbrek fonksiyonu azalmasındaki bu farklılıkların böbrek rahatsızlığının ilk evrelerinde mevcut olup olmadığı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirtti. Araştırmanın sonuçlarına göre, belli ırklar ve etnik gruplara mensup kişiler, kronik böbrek rahatsızlığı şikayetleri olmasa bile böbrek fonksiyonunda daha hızlı bir gerileme konusunda risk altında olabilir. Dr. Peralta, bu araştırmanın yüksek riskli hastaları tanımlama ve kronik böbrek rahatsızlığına karşı önlem alma hususunda bir fırsat sunduğunu belirtti. Bununla beraber, araştırmanın bazı önemli kısıtlamaları olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Örnek olarak, böbrek fonksiyonu, doğrudan ölçüm yerine, tahmini denklemler kullanılarak değerlendirildi.