Japonya'da yaklaşık 25 bin kişinin hayatını kaybettiği deprem ve tsunaminin üzerinden neredeyse 4 ay geçti ama kara haberlerin arkası kesilmedi. Tsunaminin en ağır darbeyi vurduğu Fukuşima nükleer santrali ve çevresinde yapılan son radyasyon ölçümleri endişelerin boyutunu artırdı. Nükleer santrale 60 kilometre uzaklıkta bulunan bir okulda, 10 öğrencinin idrarında radyoaktif bir element olan sezyuma rastlandı. Uzmanlar, bunun nükleer santraldeki sızıntıya bağlı olup olmadığını tespit edebilmek amacıyla geniş çaplı bir araştırma başlattı. Öğrencilerin idrarında tespit edilen radyasyon miktarının ölümcül olmadığı, yine de uzun vadede tiroid kanseri ve lösemi gibi pek çok hastalığa neden olabileceği belirtildi.
SİYASETTE DE DEPREM
Son gelişmelerden önce radyasyonun nükleer santralin 40 kilometre çapında kalan alanlar haricinde önemli bir etkisi olmadığına inanılıyordu. Japonya'da 11 Mart'ta yaşanan felaketten beri siyaset cephesinde de hareketli günler yaşanıyor. Deprem sonrasında oluşan krizi idare etmek konusunda beceriksizlikle suçlanan ve bugüne kadar 3 üyesi istifa eden Başbakan Naoto Kan hükümeti, dün 4'üncü bakanını da kaybetti. Afet bölgesinin yeniden imarı için Çevre Bakanlığı'ndan Bayındırlık Bakanlığı'na atanan Ryu Matsumoto'nun bölgeye yaptığı ziyaret sırasında kendisini karşılamaya birkaç dakika geç kalan bölge valisini ağır bir dille azarlaması ve ziyaret sırasında bölge halkının elini sıkmaması basında büyük tepki doğurmuştu. Muhalefetin de istifasını talep ettiği bakan baskılara ancak bir hafta dayanabildi. Dün yaptığı konuşmada yaptıklarından dolayı özür dileyen eski bakan bölgedeki imar hareketlerinde basit bir gönüllü olarak bile olsa yer almak istediğini sözlerine ekledi. Bu istifaya rağmen Japonya'da sular durulmadı. Muhalefet kanadı, yanlış seçimlerinden ötürü Başbakan Kan'ın da istifa etmesi gerektiğini tekrarladı.
DIŞ HABERLER
