Gazze ablukasına karşı geçtiğimiz yıl yola çıkan Mavi Marmara gemisinde, İsrail'in Filistin kökenli milletvekili Haneen Zoabi de vardı. İsrail meclisine giren ilk Arap kökenli kadın vekil olan Zoabi, "Gemi bir başarıydı çünkü ablukaya karşı sessizliği bozdu" diye konuştu. İsrail'in gelecekte Türkiye'den özür dileyeceğine inandığını dile getiren Zoabi ile, Türkiye'nin bölgedeki ağırlığını ve Filistin'in bağımsızlık mücadelesini konuştuk.
Mavi Marmara'yla yola çıkmaya nasıl karar verdiniz? İşgal altındaki halkların mücadelesi, insanlığın doğasının gereğidir. Amacımız Gazze'ye girmekti ama önce ablukaya karşı olan sessizliği bozmaktı. Mavi Marmara gemisi de bu sessizliği bozdu. Mavi Marmara büyük bir başarıydı. Çünkü İsrail'in Gazze ablukasına karşı ilk gerçek meydan okumaydı. Filistinliler'den sonra İsrail'e sadece Türkiye meydan okuyabildi. İsrail Filistinliler'e yaptığı gibi Türk vatandaşlarını da kimseye hesap vermeden öldürebileceğini düşündü. Ben bir Filistinli olarak neden İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkinin bozulduğunu sormam. Tam tersi "İlişkiler niye iyiydi ki zaten?" diye sorarım. Bana göre yeryüzündeki tüm ülkeler Filistin'i desteklemelidir.
DÜŞMAN İLAN EDİLDİM
İsrail hükümeti özür dilemeyeceğini söylüyor. Peki ya Meclis'teki atmosfer nasıl? İsrail'de iki görüş var. İlki Netanyahu hükümetinin görüşüdür. Onlara göre İsrail, ABD dışında herkesi kaybedebilir. "Bu bölgeye ait değiliz. Biz zaten Avrupalıyız" diyorlar. İkinci görüşe göre, "Türkiye'yle iyi olursak Türkiye bizi savunur. Ekonomik ilişkilerimiz iyi olur, askeri anlaşmalar imzalarız". Ama yine kendi çıkarlarını korumak için bunu yapıyorlar. Zaten İsrail kendini bölgeye değil, Avrupa'ya ait hissediyor.
Türkiye'nin bölgedeki rolü, Filistinliler'e nasıl bir katkıda bulunuyor? Türkiye Arap devrimlerinin ardından rolünü yeniden değerlendirerek doğru işler yapıyor. Ankara, ABD'nin dediklerini yapmama nın kendisini zayıflatmayacağını gördü. Arap ülkeleri bunu görememişti. Stratejik çıkarlarına saygı istiyorsan, önce kendi stratejik çıkarlarını düşünmelisin. İşte Türkiye bunu yapıyor. Bizim Türkiye'nin bölgede bir rolü olmasına ihtiyacımız var.
Siz hayli ağır bedeller ödediniz değil mi? Beni "düşman" kategorisine koydular. Ama hâlâ İsrail meclisindeyim. Yüzlerine, 'Asıl cinayet işleyen sizsiniz' dedim. 'Suçlamak istiyorsanız mahkemeye gidin' dedim. Dokunulmazlığımı ve İsrail vatandaşlığımı almak istediler. Ancak suçlama bulamıyorlar.
'Özgürlük BM'de değil toprağımızda'
Bizim
asıl mücadelemiz kendi toprağımızdadır, BM'de değil. İşgalciden alacağın özgürlük sadece diplomatik yollardan olmaz. Arap ülkelerine bakın. Mübarek'ten BM'de bağırarak kurtulamazdınız; ülkenizde büyük kalabalıklarla karşı koymalısınız. Bedeli ve sonuçları ne olursa olsun, ne feda etmek zorunda kalırsan kal; insani ve etik bir davranış olduğunu bildiğin için mücadele etmelisin.
"BEN BİR FİLİSTİNLİYİM"
Muhabirimiz Bilge Eser'e konuşan Zoabi, "Nasıra doğumluyum ve kendimi İsrail vatandaşı bir Filistinli olarak tanımlıyorum" dedi.