Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantıları kapsamında İsviçre'nin Davos kasabasına gelen AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İHA'ya yaptığı özel açıklamasında Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci, Avrupa'daki borç krizi ve Fransa'nın sözde 'Ermeni Soykırımı' inkar yasa tasarısı konularına değindi.
"AVRUPA'NIN YENİ BİR VİZYONA İHTİYACI VAR"
Türkiye'nin AB üyelik süreci ve bu süreçte önüne çıkarılan engellere değinen Bağış, "Bu sene Davos'ta gerçekten Avrupa Birliği'nin (AB) geleceği ile ilgili önemli bir tartışma yaşanıyor. AB kurulduğu günden bu yana çok önemli değişikliklerden geçti ama şu anda Avrupa'nın yeni bir vizyona, yeni bir Avrupa'ya ihtiyacı var. Bizde Türkiye olarak diyoruz ki 'Yeni bir Avrupa Türkiye ile mümkün'. Yeni bir Avrupa'da artık oy birliği şartının olmaması gerekir. Çünkü oy birliği şartı ülkelerin birbirlerinin
açıklarına göz yummasına sebep oldu. Birbirlerinin oyunu alabilmek için, bazı konularda Komisyon'a verdikleri raporlarda yanlış bilgilere sapmış olmaları yanlış bir takım yönlendirme içerisinde olmaları onları göz ardı etmeye mecbur bıraktı. Artık karar mekanizmalarında bir takım şeylerin değişmesi gerekecek. Haftada 65 saat çalışan bazı Avrupalılar, haftada 25 saat çalışıyor gibi yapan bazı Avrupalıların faturasını ödemekten bıktı. Artık Avrupalılar bütün kararların Brüksel'de veya sadece kendi
ülkelerin başkentlerinde bile değil, kendi bölgelerinde alınmasını istiyor. Artık karar mekanizmalarının da daha yerleşmesini istiyor. Siyasi konularda barış gibi önemli bir konuda, tabi ki Brüksel'de merkezi kararların devlet başkanları seviyesinde alınması önemlidir. Ama vergilendirme konusunda, gıda güvenliği konusunda veya ekonomik yaklaşımlar konusunda insanlar artık yerelde bir karar alınmasını istemeye başladı. Bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı konulara baktığımız zaman aslında tüm bu
sorunların çözümünün Türkiye'nin AB üyeliği olacağını görüyoruz. Çünkü genç ve dinamik nüfusuyla ekonomik potansiyeliyle enerji kaynaklarına ulaşım yakınlığıyla Avrupa'nın birçok sorunu çözebilecek kapasitede, Avrupa'daki bu önyargılardan kurtulup, Türkiye'nin AB içerisinde hak ettiği yeri alması için gerekli adımların atılması gerekiyor." dedi.
"AVRUPA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICININ ARİFESİNDEYİZ"
Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini belirten Bağış " 2009 yılında Başbakanımız Türk milletinin haklı tepkisini ortaya koydu. O günden sonra ilk defa bakan seviyesinde Davos'a katılım yapıyoruz. Türkiye'den Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve ben katılıyorum. Özel sektörden çok ciddi katılım var. Akademik çevreden, medyadan katılım var. Her birimiz burada Türkiye'nin son yıllarda büyük bir gururla elde ettiği
başarılarını kendi muhataplarımıza anlatabilme imkanı bulacağız. Ama bir yandan da Avrupa'nın farklı yerlerinde kriz nedeniyle arayış var. Türkiye bunları nasıl başardı. Türkiye acaba Avrupa'ya bir öncülük yapabilir mi? Türkiye'nin başarı formüllerini biz deneyebilir miyiz? diye bizlerle görüşmek istiyor. Bu da Türkiye'nin potansiyelini ortaya koyuyor. Avrupa-Türkiye ilişkilerinde bence yeni bir dönemin başlangıcının arifesindeyiz. Ben bu döneminde özellikle Fransa'daki seçimler sonrasında, Kıbrıs
Rum dönem başkanlığının gerisinde 2013'ten itibaren çok farklı bir ilişkinin başlayacağına inanıyorum" dedi.
"TASARI, FRANSA'DAKİ SEÇİMLERE YÖNELİK İSTİSMAR KAMPANYASI"
Geçtiğimiz günlerde Fransız Senatosunun sözde 'Ermeni Soykırımı' inkar yasa tasarısını kabul etmesi hakkında görüş bildiren Bağış "Bence bu tasarının ne Türkiye ne Ermenistan ile nede Fransa'nın ulusal çıkarları ile bir lakası yok. Tamamen Fransa'da mayıs ayında gerçekleşecek seçimlere yönelik bir istismar kampanyası. Biz bu istismar kampanyasının farkındayız. Fransız aşırı sağından, merkez sağa oy devşirme çabası. Oradaki Ermeni asıllı Fransız vatandaşlarının oylarını etkileme çabası. Maalesef akıl
tutulmasına sebep olmuştur. Bu akıl tutulmasından Fransa'nın bir an önce kurtulması gerekmekte. Bundan kurtulmanın en hızlı tarafı da zannediyorum Fransa Senatosundan 60 senatörün imzalarla bu tasarıyı anayasa mahkemesine götürmeleridir. Anayasa mahkemesi zaten Fransız anayasasına aykırı bir starı olduğu için bu tasarıyı yürürlükten kaldıracaktır. Krizde ortadan kalkmış olacaktır." açıklamasında bulundu.
