30 Mayıs-5 Haziran arası
Lösemi Haftası idi.
Lösemi, genel olarak vücudumuzun kan hücrelerinden birisi olan ve bedenimizin mikroplar dahil yabancı hücrelere karşı savunmasıyla görevli lökosit (akyuvar) adı ile anılan hücrelerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasını ifade eder. Erişkinlerde ve çocuklarda klinik olarak farklı seyreder. Çocukluk çağının da en sık görülen kanser tiplerindendir. Kan yapıcı kemik iliğinde aşırı çoğalan anormal akyuvar hücreleri, normal hücrelerin gelişimine fırsat bırakmaz ve eritrosit, lökosit, trombosit gibi kan hücre fonksiyon yetersizliklerine bağlı kansızlık, solukluk, kanama, ateş ve enfeksiyonlar görülür.
Lösemileri oluşturan birçok faktör söz konusudur: Radyasyon, kimyasal toksik ajanlar ve genetik başta olmak üzere, virüsler ve kötü beslenme ilk kalemde sayılabilir.
Erişkinlerdeki sıklığı yüzbinde 2 ila 4 arsında değişmektedir. Ama yaşla beraber artarak yüzbinde 13'lere kadar çıkmaktadır.
Halihazırda var olan kanserlerin yüzde 3 ila 5'ini lösemiler oluşturmaktadır.
Ancak 35 yaş altı kansere bağlı ölümlerin büyük çoğunluğunun nedenidir.
Akut ve kronik olarak iki alt grupta seyretmektedir ve tedavileri de farklılıklar arzetmektedir. Akut olanlarında ana tedavi kemoterapidir, şikayetlere yönelik, önleme, komplikasyon ve destek tedavileri de oldukça önemlidir. Kemik iliği nakli, hastalarda önemli bir tedavi seçeneğidir ve uygun vakalarda yüz güldürücüdür.
İzmir'de,
Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri ile İzmir Üniversitesi Medicalpark Hastanesi KİT Üniteleri hem ilimize hem de tüm ülkeye bu konuda yeri doldurulamaz hizmetlerde bulunmaktadır.
Dünyada yakın geçmişte 1 milyonuncu kemik iliği ve hemopoietik kök hücre nakli başarı ile yapıldı. Türkiye'de henüz yıllık sayı 2500'ler seviyesinde. Ülke ihtiyacının ise, 3 bin 500 civarında olduğu bilinmekte.
Ayrıca kök hücre (doku bilgi) bankası ihtiyacı da oldukça barizdir ve umarız ki, ülkemizin üçüncü doku bankası İzmir'e açılır.
Öte yandan, 14 Haziran
'gönüllü kan bağışı' günü. Ülkemizin yıllık kan ihtiyacı, afet gibi olağanüstü durumlar hariç 1 milyon 900 bin ünitedir ve
Kızılay, bunun yaklaşık yüzde 75'ini karşılayabilmekte.
Kan, sanılanın aksine acil değil, sürekli ihtiyaçtır ve gönüllülük bilincini artırarak bir hayat kurtarmanın hazzı ve insanlık görevi tüm vatandaşlara bir algı ve farkındalık duygusu olarak aşılanabilir. Ayrıca, Kızılay kan bağış ünitelerine gidildiğinde,
'afarez bağış formu' da doldurularak, tam kan bileşenlerinden sadece trombosit bileşenini alınıp diğerlerinin vericiye tekrar verildiği bir işlem için de gönüllü olunabilir.
Afarez sonrası geçen bir günün ardından tekrar normal kan bağışı da yapılabilmektedir.
Sonuç olarak, yurttaşların, kan ve doku bankalarında, gönüllülük esaslı yapmış olduğu ve çok az zamanlarını alacak bağışlar, birçok hayatı kurtaracaktır.