Okulların kapanmasıyla sınıf ve okul öncesi branştaki öğretmenler, üç hafta sürecek hizmet içi eğitime alındı. Eğitim, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in video konferans sistemiyle öğretmenlere hitap etmesiyle başladı.
Bakan Dinçer, öğretmenlere ''Türkiye Eğitim Sisteminin Dünya Ortalamasındaki Yeri'', ''Eğitim Sistemiyle İlgili Yapılan Araştırmalar ve Sonuçları'', ''Değişen Dünyada Eğitimin Yeri'', ''Eğitim Sektörünün Fizyolojik İhtiyaçları'', ''Toplumun İhtiyaçlarına Uygun Açık Sistem İhtiyacı'', ''Eğitim Sisteminde Paradigma Değişikliği Örnekleri'', ''Eğitimin Niteliğinin Tanımlanması'', ''Eğitim Sorunlarının Tartışılması'', ''Eğitimde Başarıyı Artırma Yolları'' ve ''Milli Eğitim Bakanlığı'nın Yeni Yapısı'' konularında konuşma yaptı.
Eğitimin mevcut durumundan memnun olunmaması durumunda değişimin şart olduğunu belirten Dinçer, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumla dünyadaki uygulamalar arasındaki farklılıklara değindi.
Dinçer, ''Biz bir yılda 180 gün eğitim yapıyoruz. Toplam 36 haftalık bir eğitim süremiz var. Biz en az eğitim yapan ülkeler arasındayız. 190 gün, 200 gün, hatta 220 güne kadar çıkan ülkeler var'' diye konuştu.
Türkiye'nin 8 yıllık eğitim sonunda gelişmiş ülkelere kıyasla öğrencilerine 1 yıl eksik eğitim verdiğini ifade eden Dinçer, birinci sınıftan itibaren öğrencilere ders anlamında çok yüklenildiğini, bunun da okuldan kaçmanın yollarını aramaya neden olduğunu belirtti.
Öğrencilerin yoğun bir ders programı altında öğrenme mücadelesi içinde kaldıklarını ifade eden Dinçer, uygulanan politikalarda değil stratejilerde de ciddi sorunlar olduğunu söyledi.
''Kasım, aralık ayında okuma öğretmek için yarışmayın''
Türkiye'de 678 bin öğretmenin görev yaptığını belirten Dinçer, ''Ağustos ayında 40 bin öğretmen daha alacağız. Şubat ayında aldığımız 17 bin öğretmenle, alacağımız 40 bin öğretmen ilave olduğunda 57 bin öğretmenle Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmenini bu yıl alacağız, o da bana kısmet oluyor'' dedi.
Öğretmenlerden birinci sınıfa başlayacak öğrencileri okula kazandırmak için çaba göstermelerini isteyen Dinçer, kasım, aralık ayında çocuklara okuma öğreteceğiz diye yarışmamaları uyarısında da bulundu.
Dinçer, ''Biz çocuklarımızın yıl sonuna doğru okumalarını istiyoruz. Özellikle birinci yarıda çocuklarımıza daha çok oynamayı, okulu sevmeyi öğretiniz'' dedi. Dinçer, sınıftaki öğrenci sayısına bakılmaksızın öğretmenlerin eğitimi aksatmamaları gerektiğini de belirtti.
Bütün öğretmenlerin atandıkları yerde görev yapacağını vurgulayan Dinçer, konuya ilişkin valilik ile il ve ilçe müdürlüklerine gerekli talimatları verdiğini bildirdi. Dinçer, geçici görevlendirmeleri kaldıracağını da anımsattı.
''Eğitimde kalite çerçevesi çalışması yürütüyoruz''
Bu sene başlatılan FATİH Projesi'ne değinen Dinçer, konuyla ilgili süreçleri yürüttüklerini söyledi. Dinçer, ''Neredeyse tüm liselerimizde uygulamaya geçeceğiz. Yaptığımız uygulamalarda ortaya çıkan sorunları tek tek tespit ettik. Öğretmenlerin görüşlerini aldık, öğrenci ve velilerin yanına gittik, ne düşünüyorlar, ne bekliyorlar onların tespitini yaptık. Şimdi yeni bir uygulamayla eylül ayında süreci genişleteceğiz'' diye konuştu.
Çocuklara daha demokratik, toplumun farklı kesimlerine daha demokratik eğitim hizmetini sunmak zorunda olduklarını belirten Dinçer, ''Yakında 1 hafta, 10 günlük süre içerisinde, özellikle ortaokullardaki seçimlik dersleri kamuoyuyla paylaştığımız zaman göreceksiniz. Milli eğitim sistemi içinde çocuklarımızın potansiyelini nasıl açığa çıkaracağımıza dair yoğun çaba sarf edeceğiz göreceksiniz'' dedi.
Lise eğitiminde de daha demokratik bir yapıyı gerçekleştireceklerini anlatan Dinçer, öğrencilerin seçtikleri alanları süreç içerisinde değiştirebileceklerini belirtti.
Bundan sonra her yıl 720 saatlik eğitim yapmayacaklarını belirten Dinçer, ''Birinci sınıfta daha az başlayacağız. 900, 1000 saate kadar çıkan programlarla devam edeceğiz. Birinci sınıfta çocuklarımıza neredeyse 100 saate yakın bir azalma sağlayacağımızı tahmin ediyorum'' dedi.
Eğitim kalite çerçevesi çalışması yürüttüklerini bildiren Dinçer, çalışma tamamladıktan sonra bakanlıkta ve okullarda bu çerçeveyi uygulamaya koyacaklarını söyledi. Bunun Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi'ne uyumlu olacağını da ifade eden Dinçer, böylece Avrupa Birliği'nde çocukların sahip olduğu bilgi ve yeteneklerin, diplomaların geçerli olacağını kaydetti.