Türkiye'nin
doğu illerinden birinde yaşayan Berfin, bölgedeki birçok kadının kaderi olan kumalıkla, annesi nedeniyle küçük yaşta tanıştı. Bugün 23 yaşında olan Berfin'in annesi, babası da olan ilk kocasına 11 yaşındayken kuma gitti. Yıllar sonra ailesi Berfin'i, kendisinden 20 yaş büyük başka bir adama kuma verdi. Berfin, yatılı okula verilmek zorunda kaldı. Yıllarca hafta sonunu yalnız geçiren Berfin, bir gün annesini karşısında gördü. Annesini öğretmenleriyle tanıştırdı. Fakat hiç konuşamadılar, çünkü aynı dili bilmiyorlardı. Kimliğine bile 14 yaşında kavuşabildi. İstanbul'da kazandığı liseyi çöplerden topladığı kâğıt ve hurdaları satarak bitirdi. Yanında yaşadığı teyzesi okumasını değil para kazanmasını isteyince, durumunu rehberlik öğretmeniyle paylaştı. Onun yardımıyla "Genç Kız Sığınma Evi Derneği"nin bir evine yerleştirilen Berfin, sonunda bir üniversitenin turizm ve otelcilik bölümünü kazandı. Berfin'in hikâyesi, Genç Kız Sığınma Evi Derneği'ne gelen kızlardan ve onların hikâyelerinden derlenip genç kızlara pusula olan, "Onlar Güneş'in Kızları" kitabında da yer aldı. Derneğin kurucusu ve kitabın yazarı Türkiye'de ilk kadın sığınma evini kuran Uğur İlhan, derneğin, gönüllülerin yaptığı gerek nakit para, gerekse erzak ve kıyafet yardımıyla ayakta durduğunu söyledi. İlhan, derneğin gerekliliğini, "Buraya gelen kızlar şarkıcı olmak için evden ayrılan kızlar değil. Kızlar aile içi fiziksel ruhsal ve cinsel şiddetten kaçıyorlar. Kimi töreden ve aile içi cinsel tacizden. Ülkemizde bu durumda olan kızların gidebileceği yer kadın sığınma evi değil. Bu kızlar orada, aile kurumuna karşı sarsılan güvenlerini tamamen yok edebilirler" sözleriyle anlattı.