Talat Bulut
Karım benimle tartışamadığı herhangi bir şeyi bir başka erkekle tartışırsa onu kıskanırım. 22 senedir evliyim, çocuğum var. Hayatımı böyle yaşıyorum..."Arabam şöyle, hovardalıklarım böyle, çapkınlıklarım şöyle, flörtlerim böyle," demenin bir anlamı yok ki. Özel yaşantınızla gündemde kalmak son derece yanlış. Sizin her şeyinizi bilen biri televizyonda sizi izlemiyor. Bunun örnekleri var. Hülya Avşar mesela. Hülya Avşar'ın starlığı ile ilgili bir dizi yapıldı ve tutmadı. Çünkü bilinmedik, gizemli hiçbir yanı yoktu. Kızım doğduktan sonra karşı cinsi çok daha iyi anlamaya başladım. Çok kısa bir süre sonra Hazal, babayı ele geçirmeye başladı... Pınar'la kızımızla ilgili çok çatışıyoruz.
Pınar Afşar Bulut
Talat kendisine çok dişi bakan veya ondan hoşlandığını çok belli eden kadınları gelip bana anlatır. İşte bu dostluk. Ama bunun karşısında ben de kıskanırım. Annem gönlünü Kerim Afşar'a kaptırmış. Çok romantik bir evlilik. Roma'ya gidiyorlar balayına, Romeo ile Jüliet'in mezarına. Bu kadar büyük aşk var ama 13 sene sonra bitiyor bu evlilik. Başta bir aktörle evlenmeme, babam da aktör olmasına rağmen karşı çıktı. Şimdi ailede Talat bir numara, ben de gelin kıvamında! Talat'la önceliğimiz, kızımız Hazal. Talat çekimden saat 03.00 geliyorsa, saat 06.00'da kalkıyor. Üçte eve gelen bir aktör saat 07.00'ye çeyrek kala çocuğuyla servise inmez. Talat iniyor. Talat güzel yemek yapar. Babam Kerim Afşar'dan sonra en iyi yemek yapan aktör, benim kocam..
Beni şaşırtan ender çiftlerden biri oldular. Bol ödüllü sinema sanatçısı Talat Bulut, mazbut bir aile babası, 22 senedir evli. Üstelik ilk ve tek evliliği! O kadın Esin ve Kerim Afşar'ın kızı, Pınar Bulut. Yurtdışında iyi üniversitelerde okumuş, birkaç dalda eğitim görmüş, birkaç yabancı dil bilen, entelektüel, aynı zamanda çok güzel, tatlı dilli bir kadın. Konuşmaya başladıkları andan itibaren her iki cümlenin birinde Hazal vardı. "Ailemizin patronu," dedikleri 11 yaşındaki kızları! Okulda olduğu için Hazal'ı tanıyamadığıma üzüldüm. Anne ve babasını bir de ondan dinlemeyi isterdim doğrusu... Pınar Bulut anne olduğunda 36, Talat Bulut 42 yaşındaymış. Tüm düzen Hazal'a göre kurulmuş, Hazal'a göre organize edilmiş. Baba dizi setinden sabah üçte geliyorsa, mutlaka sabah yedide uyanıyor ve kızını servise bindiriyor. Servis şoförü ve içindeki öğrenciler bunu şaşkınlıkla izliyor. Çocuklar babalarından aynı şeyi talep etmeye çoktan başlamışlar bile. Bulut ailesinin mutluluğu da kavgaları da hep 'çocuk merkezli'. Son yılların tipik, şehirli çekirdek ailesi gibi...
- İkiniz de ünlüsünüz. Biriniz Esin-Kerim Afşar'ın kızı, Pınar Afşar Bulut, diğeriniz pek çok ödül almış başarılı aktör Talat Bulut. Neden sizi hiç birlikte görmüyoruz?
- T.B: Önceliğimiz günlük hayatımızla gündeme gelmek değil ki... Basında yer almayı ben özlemiyorum. Ben doğru iş yapmayı özlüyorum.
- Yedi sene film çekmediniz. Hatta "Dizilerde asla oynamam," dediniz ama oynadınız...
- T.B: Türkiye'de sizin grafiğinizi yükseltecek herhangi bir iş yoksa siz kendinizi çekiyorsunuz. 90'lı yıllarda özel televizyonlar açıldıktan sonra dizi teklifi geldi. Ekonomik koşullar sizi çok zorluyor. Kızınız büyüyor, yaşam koşullarınız değişiyor, iyi bir eğitim vermeniz gerek.
- Eşinizin katkısı oldu mu Annem dizisine "Evet," demenizde?
- T.B: Eşimin tercihlerime her zaman katkısı olmuştur.
- P.B: Seçkin olmak için seçici olmak gerekiyor, başka türlü seçici olamazsınız.
- T.B: Televizyonda var olma biçiminiz, sizi seyredenin, mutfakta, salonda, çamaşır asarken, yemek yaparken, sizinle iletişim kurmasının biraz gizemi var. Özel yaşantınızla sürekli gündemde kalmanız son derece yanlış bir şey. Bunun örnekleri var. Hülya Avşar gibi... Hülya Avşar'ın starlığı ile ilgili bir dizi yapıldı ve tutmadı. Çünkü bilinmedik, gizemli hiçbir yanı yoktu. Ben bununla kendimi özdeşleştiriyor muyum? Hayır. Yaşam biçimim böyle mi? Hayır. Türkiye'de ayrıcalıklı olmak da zekâ gerektiriyor. Ben böyle bir zekâyı kullandım. Beni televizyonda böyle görün, inandırıcılığını böyle kılın, sinemada da farklıyım, kendini farklılaştıran bir aktörüm. Bu değerlerimle ilgileniyorsanız, bunun yansımalarını okumak istiyorsanız buyurun. 22 senedir evliyim, çocuğum var, hayatımı böyle yaşıyorum. "Arabam şöyle, hovardalıklarım böyle, çapkınlıklarım şöyle," demenin bir anlamı yok ki.
- P.B: Talat benim çok iyi arkadaşım ve dostum. Zaten bu evliliğin bu kadar sürmesinin sebebi de bu. Çünkü baktığınız zaman, sanatçı evlilikleri yürümüyor. Neden yürümüyor? Sanatçı, çok kişiliklidir. Rengi ve renkliliği de bundan gelir. Çok kişilikli bir insanın çok deşifre olmuş, kendi haliyle, kodları çözülmüş haliyle bir işi uzun süre götürmesi çok zordur. Kızımın bir aktörle evlenmesini istemem mesela.
TALAT'A TALOCAN DERİM
- Evde patron kimdir? Siz mi, Talat Bulut mu?
- P.B: Evde patron ne ben ne de Talat. Patronumuz kızımız, Hazal'dır. Her şeyi ona endeksli yapıyoruz.
- Kaç yaşında kızınız?
- P.B: Şu an 11 yaşında. İyisi bu, doğrusu bu, diye söylemiyorum. Bizdeki durum bu diye söylüyorum.
- T.B: Kızım doğduktan sonra, karşı cinsi daha iyi anlamaya başladım. Çok kısa bir süre sonra Hazal, babayı ele geçirmeye başladı. Gerçekten de siz kadınlar zekânızla, birikimleriniz ve otoritenizle geliyorsunuz dünyaya. Onun için de ben Hazal'ın dizginleri ele almasını biraz daha kabul eder konumdayım.
- P.B: Ben daha gelenekselciyim, Talat daha özgürlük veriyor çocuğa. Tabii Hazal'ın da bu hoşuna gidiyor: Mesela Talat senelerce her senaryoyu bana okuturdu, şimdi artık Hazal da okuyor, hatta önce Hazal okuyor.
- Evde kavgalar neden çıkar?
- T.B: Kızımızla ilgili çatışıyoruz. Ben daha farklı büyüdüm, yataktan uyanış biçimim daha farklı. Bu yüzden Hazal'a her türlü şeyi öğretmekten yanayım. Mahalle kültürüyle büyüdüm ama Hazal mahalle kültürünü bilmiyor mesala.
- P.B: Hazal'la ilgili kavgalarımız oluyor. Onda da kazanan taraf Talat oluyor!
- T.B: Pedagoglar, çocukla ilgili o anda anne ya da baba bir şey söylüyorsa, diğer taraf sussun derler. Biz mesela bu susmayı yapamıyoruz. Çünkü ikimiz de dominantız. Hazal için zor bir durum. Hazal bu anlamda çok çabuk olgunlaşan bir çocuk oldu.
-
Talat Bulut'a Talocan dediğinizi duydum...
- P.B: O da bana Pincik Hanım der. Sinirlendiğinde de bana "Siz," diyor.
