Genco dizisinin iyi niyetli, çalışkan, şeker kızı Pınar olarak tanıştık Selen Seyven'le. Ardından
Doludizgin Yıllar'ın Gülşen'i oldu. Bu aralar
Kapalıçarşı'daki Yasemin'le sinir ediyor hepimizi. Geçen hafta vizyona giren
Abimm filminde de zekâ özürlü bir genç kızı canlandırıyor. Kendisi aynı zamanda yönetmen Ezel Akay'ın yeğeni. Çocukluğundan beri 'Oyuncu olacağım,' diye tutturup sonunda Müjdat Gezen Sanat Okulu'nu kazanınca, dayısı ona
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filminde figüran olarak bir rol vermiş. Fakat kariyerinin geri kalanı tamamen kendisine ait.
- Sizinle tanıştığımız Pınar karakterinden çok farklı rollerle karşımıza çıkıyorsunuz.
- Hep güzel, şeker, hanım kızı oynuyordum. Pınar öyleydi. Gülşen ise erkek Fatma gibi kızdı. O benim en sevdiğim rolümdü aslında. Çok rahat hareket ediyordum, hiç kontrolüm yoktu.
- Öyle misiniz siz de biraz, ondan mı?
- Biraz sert bir mizacım var aslında. Dışarıya karşı. O sertliğin altında çok yumuşacık da bir çocuk yatıyordur ama. Ben çok duygularımla yaşayan bir insanım.
- Diğeri de savunma mekanizması sanırım.
- Tabii. Başka bir duruş yani o.
- Peki ya Kapalıçarşı'daki Yasemin?
- Yasemin'in en sevdiğim özelliği aşkı. Aşkından dolayı kötü o, aslında yüreğinde kötü bir kız değil. Benim oynadığım diğer rollere göre çok daha keskin, içeriği olan bir karakter. Yasemin'i översiniz de yerersiniz de. Yasemin'e hak verdiğim için daha çok seviyorum onu. Tek derdi Cemal ve ona olan aşkı, başka bir derdi yok hayatta.
- Sizin hayatınızda var mıydı böyle bir aşk?
- Tabii vardı, o yüzden çok hak veriyorum Yasemin'e. Platonik değildi ama bu güçte ve savaş verdiğim bir aşkım oldu.
- En sonunda aldınız mı?
- Alamadım. Yasemin alacak mı sence? Alsın çok istiyorum ama alacak gibi gelmiyor bana. Cemal'in Diyar'a acıdığı için ona yardım ettiğine inanıyor, o yüzden de gidip aşkını söylüyor ve karşılık bulacağını düşünüyor. Ama aşk işte, mantıksız hareket ediyor. Çok güzel bir repliğim vardı benim: 'Mantıksız davranıyorsun,' diyor Cemal. Yasemin de diyor ki, 'Sana aşktan bahsediyorum, sence içinde mantık olabilir mi?' Doğru.
- Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Nineler beni sopalarıyla kovalayacak neredeyse. Bir nine Cihangir'de yürürken bana sopasını kaldırıp, 'Yasemin, döveceğim seni,' filan diye azarladı.
- Dizide en çok hangi karakterleri beğeniyorsunuz?
- Benim en çok sevdiğim iki karakter var, biri Timur, biri Sucukçu Mustafa. Çok iyi oynuyorlar ve ikisine de inanıyorsun. Ben Onur'u gördüğüm zaman Timur diye seslenesim geliyor. Tolga da benim için Sucukçu Mustafa.
DAYIMI SAHNEDE GÖRÜNCE DELİRDİM!
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Dokuz yaşımda. Oyuncu olan diğer dayım sayesinde oldu aslında. Altay Özbek. Şehir Tiyatroları'nda
Kral Lear oynuyorlardı, ben izlemeye gittim. Dayım Soytarı'yı oynuyordu. Çocuksun, sahnede bir soytarı var ve o senin dayın. Deliriyorsun...
- Aileniz ne dedi peki?
- O yaştayken güldüler tabii. Liseyi bitirip 'Konservatuvar sınavlarına girmek üzere İstanbul'a gidiyorum,' deyip bavulumu aldığımda, Ankara'dan 'Senden oyuncu olmaz, aç kalırsın,' gibi anneanne laflarıyla gönderildim. 'Heyo ben kazandım,' diye eve geldiğimde annem, kardeşlerim, dayım, hepsi Antalya'da Altın Portakal Film Festivali'ndeydiler. Çünkü
Neredesin Firuze zamanıydı. Ben de aradım, 'Anne ben sınavı kazandım,' dedim. 'Ha iyi iyi,' deyip telefonu kapadılar.
- Sonra?
- Annem İFR yapım şirketinde ortak o zaman, birlikte çalışıyorlar Ezel dayımla. Ben konservatuvara girdikten sonra yapıştım, 'Reklamda oynatın beni,' diye. Sonunda Ezel dayım 'Haydi gel, bari gör,' dedi.
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? filminde figürasyonda yer aldım.
- Şimdi bir de Abimm filminde zekâ özürlü bir kızı oynuyorsunuz.
- Evet, adı Melek ve o bir melek. Niye beni seçtiler zannediyorsun, 'Ah melek gibi bu kız,' dediler yüzüme bakınca.
-Zekâ özürlü birini oynamak zor muydu?
- Çok zordu. O kadar bıçak sırtı ki... Tam ortada kalmanız gerekiyor insanların inanması için, orada kalamazsanız; ya karikatür olursunuz ya da hiç olmazsınız.
GEREKİRSE ADAM DÖVERİM
- 'Sert bir mizacım var,' dediniz. Biraz delikanlı bir tavrınız var anladığım kadarıyla, yapı olarak yani. Hani 'Erkek kız' derler ya.
- Evet. Gerekirse adam da döverim. Napayım, herkes döver. Sen sinirlenince şiddete başvurmuyor musun? İnsanoğlunun doğasında olan bir şey şiddet. Tamam yanlış ama var doğamızda. Tamam karısını dövmesin kimse, o ayrı. Bana karşılık verebilecek birine, sinirlendiysem eğer gömüyorum. Bir tekme atıyorum yani. Ama bu tanıdığım insanlar değil tabii. Sokakta biri bana gelip 'Oh yavrum, senin kıçını mıncıklarım,' filan dediği zaman, 'Gel ben seni bir mıncıklayayım,' diye dönüyorum... Hak edene yani. Yoksa yakınımdan kimseye vurmadım bugüne kadar. Otobüs hikâyelerimi sana anlatsam... Kaç adam dövüp indirdim otobüsten.
BEN ELMYRA'YIM!
- Hayvanları Koruma Derneği'ne üyeymişsiniz. Sıkı bir hayvanseversiniz sanırım.
- Ben Tiny Toons'daki Elmyra'yım. Bu karakter yılanı alır sıkardı, 'Seni çok sevicem, sevicem,' diye... Ben de çocukluğumdan beri sokaktan hayvan bulup eve taşıyan bir tipim. İki tane kedim, bir köpeğim ve bir tane atım var.
- Atınız nerede?
- Ömerli'de bir çiftlikte. Gidebildiğim hafta sonları gitip at biniyorum. Greenpeace'e de üyeyim ayrıca.
