- Bu dönemde insanlarla konuşmak, sosyalleşmek yerine izole olmak hastaya daha mı iyi geliyor?
- A.T: Geçenlerde benim ateşim 39 derece oldu. Biri bana 'Geçmiş olsun,' diyor. Sonra Selma'ya 'Siz nasılsınız?' diyor. Selma da 'İyiyim,' diyor, 'Aman aman siz iyi olun da,' diyor. Yani demek istediği 'Ne iyisi lan, tümör var karaciğerde.' O zaman kanser değil misin sen, nasıl iyi olursun?' manasına gelecek konuşmalar olabiliyor bazen. Yani 'Yengesi bilmem ne olmuş,' gibi aktarmalara kapalı kaldık. Kliniğe gidiyorsunuz, herkes orada bir şekilde kemoterapi alıyor. Eğer görüşecekse Selma, o kişilerle görüşür. Gidin bakın kliniklerde, kimse birbiriyle konuşuyor mu? Kimi televizyon izliyor, kimi bulmaca çözüyor, kimi kitabını okuyor.
- S.T: Ölümü bazen çok yakınımda hissediyorum. Bu deneyim insanı çok yıpratıyor. Bir doktorda randevum vardı. Bir saat geç kaldı. Kimse de bir şey söylemiyor, sonunda hemşire gedi, 'Yarım saat daha beklemeniz mümkün mü?' dedi. Nasıl boşalmışım... Zaten hayatı bekler şekilde yaşıyorum. İlaçlarla, bu sürecin geçmesini bekler şekilde geçiyor hayat... Neyi bekliyorum? İyileşmeyi mi, ölümü mü? Nedir beklemek? 'Bana nasıl yarım saat daha bekler misiniz?' diye sorabiliyorsunuz,' diye düşünüyorsunuz. Her türlü duyguyu yaşıyorsunuz beklerken. Ama bütün bunlarla, canım kadar sevdiğim insanları üzmek istemiyorum.