WGSN, dünyanın en ünlü trend analiz servisi. 84 ülkede, yaklaşık 3 bin firma ve 36 bin kullanıcısı var. Dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteriyor ve moda sektöründe çalışan firmalara online analizlerle trend tahminleri servis ediyorlar. 250 kişiden oluşan trend avcısı ekibin raporları ayrıca yıllık seminerlerle de sunuluyor. Her sene takip etmeye çalıştığım seminerlerin bu yılki konuşmacısı, WGSN editörlerinden Lorna Hall'du. Hall, modadaki yeni trendleri anlattı, ilkbahar-yaz 2010 defilelerinin analizlerini yaptı ve önümüzdeki kışın şekillenen temalarından bahsetti.
İNTERNETTE OLMAYAN MARKA YOK
WGSN'e bakacak olursak, öncelikle ekonomik krizin en kötü kısmı aşıldı. Bundan sonra her şey iyiye doğru gidecek. Ama bu durgunluk müşterilerin alışveriş alışkanlıklarını da değiştirdi. Artık isteklerimiz, beklentilerimiz daha farklı. Bu yüzden bir mağazaya girdiğimizde sadece bir şey satın almak değil, yeni bir deneyim de edinerek çıkmak istiyoruz. Satın aldığımız ürünlerde mutlaka anlam arıyoruz. Para harcadığımızda yeni bir şeye sahip olduğumuz için değil, o paranın iyi bir yere gideceğini bildiğimiz için de kendimizi iyi hissetmek istiyoruz. O yüzden hayır kuruluşlarına bağışta bulunan, doğaya saygılı markaları daha çok tercih ediyoruz. Global marka olsa da, lokal işler yaptıklarında bağrımıza daha çok basıyoruz. Bu süreçte lüksün tanımı gibi, markaların müşterilerine ulaşma şekli de değişmeye başladı. İnternette olmayan marka yok gibi artık. Ama internette olmak demek, havalı bir web sitesi yapmakla bitmiyor. Alışveriş öncesi araştırmanın yüzde 50'si internette yapılıyormuş. O yüzden markaların artık Facebook, Twitter gibi sosyal medya sitelerinde bulunmaları şart.
PİKSELLERE DİKKAT
İlkbahar-yaz 2010 defilelerine göre önümüzdeki sezona feminen ve romantik bir hava hâkim olacak. Uçuk pasteller ve narin kumaşlar oldukça fazla kullanıldı. Bu romantik havaya karşı askeri ve safari tarzı görünüm de var. 90'ların grunge akımı dördüncü sezonuna giriyor; hava sıcak da olsa kat kat giyinmeye devam edeceğiz. Birbiriyle uyumsuz en uçuk pembe ile tatlı badem, en uçuk fıstık yeşili ile bebek mavileri gibi uyumsuz bilinen renkleri karıştırarak giyeceğiz. Bu sezon Chanel'in öncüsü olduğu yeşim yeşili, yerini nane rengine bırakıyor. Birkaç sezondur devam eden fuşyanın tahtına ise sıcak karanfil kırmızısı oturuyor. Sıcak sarının yanı sıra mavinin her tonu önümüzdeki yazın diğer renkleri. Ayakkabı ve çantalara gelince: Açık burunlu botlar, ahşap tabanlı sabolar, dolgu topuklu ayakkabılar, uzun askılı gündelik çantalar, şık sırt çantaları ve büzgülü ipli çantalar bangır bangır geliyor.
NAYLON EŞOFMANLAR GERİ Mİ DÖNÜYOR?
WGSN, stil anlamında da trendler öngörüyor. Bir kere Prada'nın öncülüğünü yaptğı doğal, boyanmamış ve Miu Miu'da gösterdiği güve yemiş gibi, yırtık kumaşlara alışacağız. Punk modasının tavan yapmasıyla çengelli iğne, zımba benzeri süslemeler, lazer kesimler birkaç sezon daha sürecek. Vücudu sararak ön plana çıkaran kıyafetler de, miniler de devam ediyor. Popüler kültürün fena halde sardığı piksel efekti, kıyafetlere atlıyor. Pikseller kadar dijital baskılara da çok rastlayacağız. Kaleydeskop desenleri ve batik geri dönüyor. Ama kötü bir haberim var: Şu haşır huşur naylon eşofman takımlar vardır ya; WGSN onların modasının da yaklaşmakta olduğunu söylüyor.
www.trendometre.com
