Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Bir maganda kategorisi olarak kadın şoförlerimiz

Maganda sözcüğünün yalnızca erkekler için kullanıldığını sanırsınız. Aslında kendi adıma hep öyle düşündüm. Öyle ya, toplumsal kurallara uymaz, hiçbir estetik gözetmez, kibarlıktan zarafete, insancıllıktan fedakârlığa, çeşitli bireysel ve toplumsal erdemlerden, 'yaşam kalitesi'ni yaratan her şeyden habersiz gözükenler hiç kadınlardan çıkar mı? Maganda sözcüğünün akla getirdiği her şey erkek kabalığından, maço yontulmamışlığından ve güçlü olmanın getirdiği acımasızlıktan kaynaklanmaz mı? Kadınların o taraklarda bezi olabilir mi? Dişi bir Recep İvedik düşünülebilir mi? Ama bu fikrimi değiştirdim. İstanbul gibi can pazarı bir dev kentte yaşayıp her gün trafiğe çıkıyor ve hele araba kullanıyorsanız, değiştirmemek olanaksız. Çünkü öyle olaylarla karşılaşıyorsunuz ki... Özellikle Batı kentlerinde asla göremeyeceğiniz cipler ve yaptıkları. Şoförleri ise ister inanın ister inanmayın, artık çokluk kadın. Cip denen şey, 1938 yılında ABD ordusunun arazide işe yarayan bir araç bulmak için açtığı yarışmada ortaya çıkmış. Yarışmayı kazanan, Willy Overland markalı araç olmuş. Bu, ciplerin atası ve anası... Ünlü Ford şirketiyse Ford-GP (GP: General purpose: çok amaçlı) adlı araçla katılmış. Bu GP (okunuşu: CiPi) lafının sonradan dönüşüp cip olduğu söyleniyor. Tüm bunlar arazi aracı, batıda kent içinde kullanılmıyor. Peki nasıl olmuş da bunlar bizim ülkemizde şehre inmiş? Yanıtı bulmak kolay değil. Benim yorumum şöyle: Bizler kompleksli bir halkız. Çeşitli komplekslerimiz, belli ezilmişlik duygularımız var. Birçok kişi için cip, bu kompleksleri gidermeye yarıyor. Herkesinkinden büyük bir araca, herkesten daha yükseğe oturuyor ve etrafa yukardan bakıyorsunuz. Gereğinde ezip geçiyorsunuz, en azından öyle yapabilirsiniz. Yani, sanki mekanik ruh doktorunuz yanı başınızda... Daha ne istenir? Ama bakıyorum da kadınlar bu işte erkekleri aşmışlar. LandRover, Wrangler, Cherokee, Compass, Patriot, Commander ya da batının yeni gözdesi Liberty gibi markaları, artık çokluk hanımlar kullanıyor. Ve birden önünüze çıkıyor, yolunuzu kesiyor, neredeyse sizi eziyorlar. İster görmüş-geçirmiş sosyete kadını, ister gencecik öğrenci kız, isterse nevzuhur İslami kesimin başı örtülü hanımı... Hiç fark etmiyor. Nerde kaldı kadınlara özgü zarafet, dişiliğin yumuşaklığı, hanımefendi olmanın raconu? Acaba bu, erkek miletinin yapageldiğini taklit etme içgüdüsü mü? Yoksa bu ataerkil ve maço toplumda, kadınların kendilerini güçlü ve güvende hissetmelerinin yeni yöntemi mi? Toplumbilimci olmadığım için bilemiyorum. Birileri bizi aydınlatsa ne iyi olacak. Kadınlar da olabilir, hatta daha da iyi olur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA