Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

CSI İzmir

Genelde her türlü eyleme üşenen, bu yüzden de hiçbir zaman hak ettiği yere gelemeyen güzel fakat tembel şehrimin, güzel fakat popoyu kımıldatmaya üşenen insanları arasından bir seri katil çıkması doğrusu hepimizi çok huzursuz etti. Evet, İzmir geçtiğimiz haftayı diken üstünde geçirdi. İçimizden çıkara çıkara seri katil çıkardık! Hem de ne seri... Her güne bir cinayet. Dünyada örneği çok azdır herhalde. Yalnız bu olayda şunu anlamış bulunuyoruz ki CSI türü dizileri, filmleri izleye izleye hepimiz birer FBI dedektifi bilgeliğine kavuşmuşuz. Hani bıraksan soruşturmanın bir ucundan tutacağız. Konu açıldığında 'Daha önce suça bulaşmamış birinin tarzı bu' diye kaşını kaldıranlar, 'Polis merminin kalibresinden bahsetmemeliydi' diye kızanlar, 'Annesinden nefret eden birinin işi bu' diyerek, katilin psikolojik profili çıkaranlar vs. Benimse bu olaya yaklaşımım ödümün kopması şeklinde oldu. Şaka değil karşımızdaki eli çabuk bir manyak. İzmir dediğin de bir avuç yer. Ne zaman, nerede, hangi karanlığın içinden karşımıza çıkacak belli mi olur? Kapattım kendimi evcağızıma, kilitledim kapılarımı defalarca. Akıllı insan korkar dermiş rahmetli dedem. Cahil cesaretinin alemi yok. Bu arada kafa sürekli bu olayla meşgul olunca Google Efendi'ye seri katiller konusunda danışmak da farz oldu tabii... İşte benim gibi meraklısına konuyla ilgili kısa notlar:
Seri katil olarak tanımlanabilmek için bir kişinin birbiriyle bağlantısız en az üç kişiyi öldürmesi gerekiyor. (İzmir'deki gibi..)
Yakalanıncaya kadar öldürmeye devam ediyorlar. (Hatta git gide daha şehvetle...)
IQ'ları normalin üzerinde oluyor.
Fakat normalden daha zeki olmalarına rağmen okulda, iş hayatında baltayı taşa vuruyorlar. Çoğu vasıfsız işçi.
Tahmin edileceği gibi içlerinde çocukluğunu pamuklara sarınarak geçireni yok. Hepsinin anası kendilerinden daha manyak bir kere. Babalar da bunlar çocukken ya arazi olmuş ya da ölmüş. Yani hayatlarında baskın figür otoriter anneleri! nGeçmişlerinde, psikolojik sorunları olan veya alkol uyuşturucu bağımlısı olan birileri mutlaka oluyor.
Hem baba hem de anneden nefret ediyorlar.
Çocukken tacize uğruyorlar.
Ve bu adamlar birdenbire adam öldürmeye başlamıyor. Çocukluktan itibaren mutlaka belirti gösteriyorlar. Hayvanlara zarar vermek gibi, röntgencilik, pornografiye düşkünlük, sadomazo eğilimler gibi..
Gazetede isimlerinin geçmesine, ünlü olmaya bayılıyorlar. Bu onların dünyada var olduklarını hissettikleri tek olay çünkü. Kendilerini önemli hissediyorlar.

***

Seri katiller arasında kadın sayısı oldukça az. Ama içlerinde bir tanesi var ki bütün erkek sericilere bedel: Kontes Elizabeth Bathory. Romanya'da yaşamış bu kadın kana susamış kelimesinin tam karşılığı. Öyle bir kaçık ki, kendisini gençleştirdiğine inandığı için bine yakın bakire kızı öldürüp, kanlarıyla kendisine bir nevi tonik, peeling vs. yapıyor. Geçen yıl filmi de çekildi hatta: The Countess... İnsanın izlerken zamanda yolculuk yapıp bu Bathory delisinin iki tel saçını dinlene dinlene yolası geliyor.
***

Seri katillerin yetiştiği en verimli toprak ABD olsa da, bizde de İzmir'de olduğu gibi, arada görüldükleri oluyor tabii. Bir tane kolici vardır hatırlarsanız: Orhan Aksoy. Uydur kaydır sebeplerden beşkişiyi öldürmüş, sonra da kurbanlarının burun ve kulak deliklerini silikonlayıp, kolilere koyarak, rastgele adreslere göndermişti.
***

Aman neyse! Yeter bu kadar, içim sıkıldı. Kapımın kilitlerini bir kez daha kontrol etmeden önce bu yazıyı burada bitiriyor ama son sözü de, dünyanın en ünlü seri katillerinden Ted Bundy'e bırakıyorum: "Biz seri katiller sizin oğlunuzuz ve sizin kocanızız biz her yerdeyiz. Ve gelecekte daha çok çocuğunuz ölmüş olacak." (Yazıyı yazdıktan birkaç sonra kabus bitti katil yakalandı. Ama benim yine de akşamları tek başıma sokağa çıkmaya niyetim yok!)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA