Efendim, müjdeler olsun, sonunda faydalı bir şeyler yazacağım. Hayır, yanlış anlaşılmasın tabii, mesela geçen hafta sizleri özel hayatının girintileri hakkında aydınlatmaya çalıştığım Demet Akalın önemsiz telakki edilebilecek bir kimse değildir. Daha önce yazdığım 'hop-kültür' nesneleri de önemsiz sayılamaz. Ama bu hafta, şu 'hoplama' fikrinden yola çıkarak, önünüzde gerçek bir ufuk açacağımdan emin olabilirsiniz... Size Galen Royer Frysinger'dan söz etmek istiyorum kıymetli okurlar. "Kim bu adam?" diye soracak olursanız, 21 Ağustos 1931'de, Pensilvanya'nın Harrisburg kentinde doğmuş bir Amerikalı ve ben olmasam Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tanıma ihtimali bulunmayan bir adam. Zaten ben de tanışmıyorum, internette Umman'ın Şab Vadisi fotoğraflarını ararken, tesadüfen rastladım kendisine. "Şab Vadisi fotoğraflarını niye arıyordun?" diye soracak olursanız, işin orasını ben de bilmiyorum. Neyse efendim, Bay Frysinger'ın yaptığı acayip bir internet sitesi var. Burada, amcamızın tam 168 bağımsız ülkeyi dolaşarak çektiği fotoğraflar ve küçük küçük notlar bulunuyor. (http://www.galenfrysinger.com) Geriye kalan yaklaşık 30 kadar ülkeyi de dolaşmayı hedefleyen bu süper amcanın internet sitesinde, fotoğraflarla dünyayı dolaşabilirsiniz. Misal, siz hiç Komodo ejderi dışkısı gördünüz mü? Amca Komodo ejderlerini diplerine kadar gidip görüntülemiş, dışkılarını merak edenler için ejder dışkısı fotoğraflarını bile internete yerleştirmiş. Hizmette sınır yok! Sizlere bir şey itiraf etmeliyim. Şu 'Google Earth' denen zımbırtıyı kim icat ettiyse, Allah muradının tamamını versin. Millet Twitter'larda falan fink atıp birbirine şov yaparken, bendeniz ülke ülke dolaşıyor, hiç görmediğim yerlere seyahatler düzenliyorum. Son olarak Yemen'i dolaştım. Gerçi yarım yamalak dolaşabildim ama müthiş etkileyici bir yer olduğunu söylemeliyim. Çok kendine özgü bir mimarisi ve bizim için inanılması güç bir doğası var. Yani Fas'ı görmek için can atan pek çok ahbabım var, hiçbiri Yemen'e gitmeyi düşünmüyor. Niye? Doğrudan yönlendirme! Sonra, ayıptır yazması, ki daha evvel de yazmıştım, bir zamanlar Yunanistan'ın Adriyatik kıyısına gitmiştim ve orada, Yunan arkadaşlarım beni turistlerin pek bilmediği, acayip bir koya götürmüştü, orayı buldum Google Earth'de. Alonaki Beach diye aratırsanız, siz de bu fevkalade yeri görebilirsiniz. Hayatta hiç öyle bir denizde yüzmemiştim. Bir de Alonaki Koyu'nun az içerisinde Acherontas diye bir ırmağın muhteşem kanyonu var. Özledikçe gidip bakıyorum fotoğraflara... Zaten Umman'daki Şab Vadisi'ne de (Wadi Shab) öyle ulaştım. Bir kanyon hastalığı var galiba bende. Dünyadaki bütün kanyonlara girip dolaşmak istiyorum. Freud duysa ne derdi bilemiyorum ama durum bu... Şab Vadisi de müthiş bir yer. Hepiniz ABD'deki Grand Canyon'u biliyorsunuz da Şab Vadisi'ni benden duyuyorsunuz; işte buna da biz coğrafi emperyalizm diyoruz. Evet, ABD'yi eyalet eyalet sayabilecek dünya kadar insan tanıyorum. Hepsi Hollywood'da üretilen diziler ve filmler sayesinde oluyor. Ömründe Kırşehir'den ayrılmamış teyzeler New York'u cadde cadde biliyor ama Kırşehir'in hangi illere sınırı olduğunu say desen sayamıyor. Hollywood sineması dışında bir sinema tanımayan televizyon kanallarımız, Umman'dan bir film yayınlamayı akıl etse mesela, ben de ön dişlerimi kırmaya hazırım. Belgesel kanalları da hep o zebralarla aslanları rahatsız ediyor. Afrika'da taciz edilmedik zürafa kalmadı. Acun ise 'firar'ı bırakıp, daha kârlı yatırımlara yöneldi. Eh, kimse gelip bana 'Tosun'la Diyar Diyar' diye bir program yapmayı önermediğine göre... Farkında mısınız, televizyon kanallarında yayınlanan acayip programlar vasıtasıyla neden ünlü olduklarını bir türlü anlayamadığımız insanların neredeyse iç organlarını bile tanıyacağız ama yanı başımızdaki ülkeleri hiç bilmiyoruz. Herkes İran'ı Humeyni ve Ahmedinecad'dan ibaret bir memleket sanıyor ama İran edebiyatı ve sineması büyük bir dünya zenginliği... Hakikaten, farklı ülke sinemalarından örnekler yayınlasa bir kanalımız da, biz de internette dolanıp durmanın yanı sıra, ülkeleri ve insanlarını aynı zamanda kendi ürettikleri filmlerinden tanısak bari... Hayal, değil mi? Neyse efendim, ben gidip biraz Tazmanya'yı dolaşmak istiyorum. Oradan Yeni Kaledonya'ya geçmeyi planlıyorum... Belki oralarda Galen Frysinger amcaya rastlarım, iki satır muhabbet ederiz...
