Bu yaz bol bol tapas yiyeceğiz, yanında da sangria içeceğiz... Tüm trend okları İspanya'yı işaret ediyor. Sineması, Flamenko dansı, moda markaları, futbolu ve yeme-içme kültürüyle bütün dünyada İspanya fırtınasının estiği bir gerçek. Bu trendin ülkemize gelmesi de uzun sürmedi. Lucca'dan Topaz'a pek çok restoran mönüsüne küçük tapas ekledi, sangria akşamüzeri kokteyllerinin baş tacı var. Hatta işi abartıp, farklı tatlarla sangria hazırlayan kafeler bile var. Roze sangria, votkalı sangria gibi değişik versiyonları mönülerde beliriverdi. Ama bir tapas restoranı yoktu. Oysa tapas, meze kültürünü ve yavaş yavaş ortadan paylaşarak yemeyi seven biz Türklerin tam da ihtiyacı olan bir yemekti. Aslında İstanbul'da daha önce oldukça iyi bir tapas restoranı açıldı. Üstelik İstinye Park'ın içinde açılan Pep Tapas adlı restoranın mönüsünü hazırlamak için İspanya'nın en ünlü şeflerinden Pep Manubens İstanbul'a geldi. Manubens'in müşterileri arasında Woody Allen, Nicholas Cage gibi ünlü isimler de bulunuyor. Ama tutmadı. Belki alışveriş merkezinde, fast food restoranları arasında açılması kısa sürede kapanmasına yol açmıştı. Pep Tapas'tan sonra açılan başka bir tapas restoranı da olmamıştı. İki hafta önce ise DJ Kaan Özcan Asmalımescit'te Ondokuz isminde bir tapas bar açtı. Çok yakın zamanda Mert Çiller ve Uğur Karabayır da Tünel civarında bir tapas restoranı açacakmış. Anlaşılan bu yaz Tünel'deki meyhanelerde ki Ege mezelerinin en büyük rakibi İspanyol mezesi tapas olacak.
DOĞUM GÜNLERİ İÇİN İDEAL
Ondokuz çok büyük değil, yaklaşık 60 kişilik bir mekân. Ahşap ağırlıklı bir dekorasyona sahip. Bahçede üç-dört tane masası ve duvara dayalı uzun ince bir barı var. İçeride de dekorasyon aynı. Atmosferi sıcak. Tam bir mahalle barı gibi. Üstelik her akşam bir doğum günü kutlaması ya da etkinlik var. Bu yüzden de neşeli bir ortam oluyor ve müziğin sesi ilerleyen saatlerde yükseliyor. Zaten ufak olduğu için doğum günü kutlamaları için ideal. Dans edenler, tapas atıştıranlar, bir masada kurulmuş içenler, herkes dilediğince eğleniyor. Ama DJ kabinine Kaan geçince herkes dans etmeye başlıyor. House da çalıyor, klasik disko da Depeche Mode da...
FİYATLARI 8-16 TL ARASINDA
Gelelim mönüsüne... Mönüde 15 çeşit tapas var. Ama mevsimsel olarak değişeceklermiş. Yer elması ve rokalı yoğurt çorbasıyla başlıyor, deniz mahsulleri, et ve sebzeli tapaslarla devam ediyor. Benim favorim kıtır parmesan içinde sunulan somon tartar oldu, fiyatı 14 TL. Zaten tapasların fiyatları 8-16 TL arasında değişiyor. Ama tabakların çok da ufak olmadığını hatırlatayım. Daha doğrusu tabaklar ufak ama dolu dolu. Bu yüzden iki kişiye yetiyor. İspanyol sosisi olan chorizo ile pişen karides güveçte geliyor. Büyüklüğü balık lokantasında gelen karides güveç kadar. Tadı güzel ama chorizo biraz ağır olmuş. Hangi tapası ısmarlarsanız ısmarlayın, mutlaka kızarmış baklayla servis edilen fırınlanmış çeri domates, kabak ve deniz börülcesini de isteyin derim. Bu arada tapaslarla birlikte masaya kendi imalatları olan acılı domates marmeladı geliyor. Denemeye değer, ete çok yakışıyor. Paprikalı ızgara kalamar, sebzeli Firik pilavı ve kızarmış ekmek üzerinde Brandy'li tavuk ciğeri püresi de diğer seçenekler. Bu arada tavuk patesi gerçekten de başarılı. Ama salata ve zencefille servis edilen az pişmiş bonfile üzerinde biraz daha çalışılmalı.
ANA YEMEKLER DE VAR
Mönüye ana yemek seçenekleri ve iki tane de salata konmuş Porçini mantarlı risotto, ızgara kılıç balığı filetosu ve hamburger ana yemeklerden bazıları. Yalnız burada ana yemekleri pas geçmenizi ve mutlaka tapasları denemenizi tavsiye ederim. Tatlı olaraksa İspanya'nın en ünlü tatlısı olan krem Katalan mönüye konmuş. Porsiyonu büyük, iki kişi paylaşabilir. Ayrıca tiramisu ve karamelli tart da var.
