İzmir'de Alsancak'ta bir kafe...
Yaz-kış sokakta yaşayan bir ahali olarak, şubat mubat dememiş, yine atmışız kendimizi dışarıdaki masalara...
Gelen geçene bakıp, havadan sudan laflamaktayız.
Bir ara masadaki erkekler arasında garip bir iletişim olduğunu farkediyorum.
Yanımızdan geçen bir sarışını gösterip; "7!" diyorlar mesela..
Ya da arkasından gelen esmeri işaret edip; "Reset lazım!"
Önce üşendim sormaya 'Ne saçmalıyorsunuz yine siz,' diye ama, sonunda dayanamadım:
- Birader ne bu şifreli konuşma maskaralığı?

***
Önce birbirlerine bakıp güldüler, sonra topu birbirlerine atmaya başladılar: "Ben söylemem.." "Bana ne, ben hiç söylemem..", "Ben canıma susamadım, hayatta, ağzımı açmam!"
Tamam dedim, söz kızmayacağım, anlatın bakayım? Nedir bu numaralar, karne notu mu veriyorsunuz hanımkızlara?"
- Onun gibi bir şey dedi, aralarından cesaret hapı yutmuş olanı..
Efendim meğer bu aklıevveller, kendi kafalarına göre bir numaralandırma sistemi geliştirmişler.
Erkek dünyasında yaygın bir uygulamaymış aslında bu..
Tamamen kadını aşağılamaya yönelik bir şey olduğu için de anlatmaya utandılar.
Ama sonunda öğrendim işin aslını...
Sistemleri (!) şöyleymiş arkadaşların:
Kadın milletini 1'den 10'a kadar sınıflandırıyorlar.
- 1'den 5'e kadar, iyi aile kızları, ki onlar da kendi aralarında bu sayıları paylaşıyorlar.
İşte hiç gözü açılmamışlar 1, artık tehlike sınırına yaklaşanlar 5 numara oluyormuş falan.
Asıl tehlike ise 5'ten sonra başlıyormuş.
- 6 numaralar, hafiften gözü açılmış, gece hayatına alışmış, popüler mekânların dekoru sayılmaya başlamış kızlar...
- 6 buçuk-7, kendilerine sevgili adı altında birer sponsor edinenler... Sevgili parasıyla geçinmeyi gocunmadan bir meslek haline getirenler.
- 8 ise önemli bir rakam, çünkü artık bulundukları şehirde, mesela bu örnekte olduğu gibi İzmir'de, ismi iyice yıpranmış, kaşarlık mertebesine ulaşmış ve mecburen şehir değiştirmek, genelde de İstanbul'a gitmek zorunda kalanlar.
Çünkü artık yaşadıkları yerde "Sen benim ikinci erkeğimsin valla," palavrasını yiyecek 'kek' kalmamış.
Kapağı zorunlu olarak İstanbul'a atıyorlar. Hatta kimi orada evlenebiliyor bile!
- 9 ve 10, selam bile vermeye zorlandıkları, bir zamanların gözde ama şimdi iyice ayağa düşmüş isimleri.
Yaşadıkları şehirde ev bark sahibi olmaları tamamen imkânsız. Bu kategoriye girenlerin artık derileri o kadar sertleşiyor ki, şehir değil de ancak ülke değiştirirlerse yeni bir hayata başlayabilecek hale geliyorlar. Yani onların reset yapması bile zorlaşıyor.

***
Önce 'Hade len! Utanmıyorsunuz, koskoca adam olmuşsunuz, elalemin günahına giriyorsunuz,' dedim ama, itiraf etmeliyim ki şöyle bir düşününce çevremde bir çok 7 ve üzeri örnek olduğunu farkettim.
İnsan ister istemez etkileniyor yahu...
Özellikle de 8, çok var hakikaten! Arada şehir değiştirip 'reset' yapanlar yani...
İzmirliler İstanbul'a gidiyorsa, İstanbul'dakilerin adresi de Bodrum oluyor hatta...
Offf neler diyorum ben!
Uydum bu şuursuz adamların aklına, içime fesat düşürdüm.
Dur sen, ben haftaya da aynı sistemi erkeklere uyarlayayım da...
Bakalım nasıl oluyormuş, görsünler!