Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Karacabey'deki fabrikada karşıladığında ilk sözleri "Babam (Sadık Yılmaz) işe ilk olarak 4 bin 500 ton süt alarak başlamış" oldu. 1975'te bin 500 metrekarelik bir çiftlikle başlayan Sütaş Karacabey tesislerine 35 yıl sonra girdiğimizde kapıdaki kamyonu göstererek "Şu gördüğünüz kamyonun üzerinde dört tank var ve her bir tank 4.5 ton süt alıyor" dedi. Özetle baba Yılmaz'ın bir günde aldığı süt bugün Sütaş için kapıda duran kamyonun sadece bir tankından alınan rutin bir işlem. Yılmaz, "Bugün 55 bin metrekare kapalı alanı olan çiftlikte günde bin 200 ton süt işleniyor" diyor.
HÂLÂ SÜT TOZU İTHAL EDİYORUZ
Bursa'ya yaptığımız günübirlik gezide Karacabey fabrikasının dondurma dışında tüm süt ürünlerini üretebilen dünyadaki ender örneklerden olduğunu öğrendik. Ancak konu sektörü baltalayan gelişmelere gelince Yılmaz'ın sakin ses tonunun biraz yükseldiğini gözledim. "Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girerken verdiği en önemli tavizin ne olduğunu biliyor musunuz? Tereyağ, süt tozu ve peynir! O dönemde gümrüksüz ve fonsuz girmesini kabul ettik. Tarım toplumu olan bu ülkeden bu tavizi aldılar. Belki hatırlarsınız 'Süt tozu almazsanız sizden salça almayacağız' diye bizi tehdit etmişlerdi" diyen Yılmaz halen Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye'nin 4 bin ton tereyağ, 2 bin ton peynir, 5 bin ton süt tozu alma taahhüdü olduğunu belirtti. Yılmaz bugün Türkiye'nin hâlâ 18 bin ton süt tozu ithal ettiğini ifade ediyor.
Bakteriyi 4-5 bine çekmeyi başardı
SÜTAŞ, sütteki bakteri oranını 4-5 binlere çekmeyi başarmış. 'Bu ne anlama geliyor' derseniz sütteki en önemli sorun bakteri oranı. Türkiye'de bakteri sayısı 300 binlere kadar çıkıyor. Bu süt fabrikalarına giremeyeceği, AB'ye satılamayacağı anlamına geliyor. AB'nin kabul ettiği standart 100 bin bakteri ve 50 binlere indirme projeleri var. Ancak bu Sütaş'ı endişelendirmiyor. Çünkü Sütaş'ın sütünün bakteri sayısı AB standartlarını fazlasıyla karşılıyor. Muharrem Yılmaz da "AB bizden süt ürünlerini almıyor. Ancak işletmeleri bu şekilde engelleyemezler" diyor.
ELEKTRİĞİNİ GÜBREDEN ÜRETECEK
Yılmaz, inşaatı süren tesis bittiğinde 300 bin ton yem üretecek fabrikanın enerji ve ısınmasının gübreden üretileceğini belirtiyor. Üç yıl içinde yapılacak 250 milyon liralık yatırımın 10 milyon eurosu enerjiye harcanacak.
Hayvancılık ile servet yaratabilirsiniz
TÜRK çiftçisinin verimliliğinin düşük, maliyetlerinin çok yüksek olduğuna dikkat çeken Muharrem Yılmaz'a bu alanın yatırım yapılabilir bir sektör olup olmadığı soruldu. Yılmaz "Ölçekler uygun olsa altından kalkılabilir bir yatırım. Örneğin 48 başlı bir çiftlik 550-750 bin lira arasında değişiyor. Ziraat Bankası yüzde 80'ine kredi veriyor. Hatta hayvancılık servet yaratılabilir bir iş" diyerek yanıtladı.
