Sanayi Bakanı Nihat Ergün, patronlar kulübü TÜSİAD ve TOBB'un Türk sanayisinin gelişmesine sahip çıkmadıklarını vurgulayarak, "Küçük işletmelerin gelişmesine öncülük etmek yerine iç ve dış politikaya yoğunlaştılar. Tecrübelerini küçük işletmelerle paylaşmadılar" dedi. Anadolu şehirlerinde sanayici, işadamı profilindeki değişime dikkat çeken Bakan Ergün, "Ben büyüğüm sen küçük kal" döneminin bittiğine dikkat çekti. Dört kız babası Sanayi Bakanı Ergün, çocukken pilot ya da asker olmak istediğini belirtirken, içinde kalan en büyük tutkunun da saz çalmak olduğunu söylüyor. İşte Bakan Ergün'den Bayram'a özel açıklamalar:
SANAYİYE SAHİP ÇIKMADILAR: TÜSİ- AD ve TOBB, Türk sanayisinin gelişmesi amacıyla biri resmi olarak kurulmuş. Ama sadece Türk sanayisinin gelişmesi adına yaptıkları çalışma olarak ortaya çıkmıyor. Türkiye'nin ileri gelen sanayicileri olarak Türkiye'nin iç ve dış politikalarını da önemsediklerini görüyoruz. Bu gayet normal... Ama TÜSİAD'ın, Türk sanayisinin gelişmesiyle ilgili dünyadaki örnekleri yakından takip ederek, Türkiye'deki diğer küçük işletmelerin gelişmesine yönelik çalışmalara da öncülük etmesi gerekirdi. Eskiden bu konuda büyük bir ihmalkârlık doğdu. Kendi tecrübelerini küçük ve orta boy ölçekli işletmelere transfer etme konusunda şimdi bu konuya daha duyarlılar ama yine de yapılması gereken çok iş var. TOBB, sanayi ve ticaret odaları için de aynı şeyi söylemek mümkün. Bugün eskisinden daha iyi diyebiliriz ama yeterli değil. Elde daha çok imkân varken, bu imkânlar sanayicinin gelişmesi için daha iyi kullanılabilir.
ANADOLU'DA SANAYİCİ PROFİLİ DEĞİŞİYOR: Anadolu sermayesi çok iyi bir performans sergiliyor, dışa açıldı, kendini geliştirdi. İhracatçı firma olma noktasında Anadolu'da çok firma gelişme gösteriyor. Bunların içinden büyük firmalar doğmaya başladı. Kayseri'deki bazı firmalar artık büyük firmalar, bunların sayısı gün geçtikçe artacak. Kayseri'den, Kahramanmaraş, Gaziantep, Çorum, Denizli, Samsun'dan yeni firmalar çıkacak, hatta bunlara Van'da, Elazığ'dan yeni firmalar eklenecek. Anadolu şehirlerinde sanayici, işadamı profili önemli oranda değişim göstermeye başladı. Bunlar büyüklerle ne zaman kafa kafaya mücadele eder? Mücadele etmeyecekler, yani dayanışma içinde birbirlerini besleyecekler zaten.
KÜRESEL ŞİRKETLERİMİZ OLMAK ZORUNDA: Dünya çapında firmalarımız yoksa firmalar KOBİ olarak kalıyorsa, KOBİ'lerin arasından büyük işletmelere dönüşmüyorsa bu firmalar o zaman yeterince ilerlemiyoruz demektir. Küresel anlamda ekonomik aktör olmak istiyorsak küresel şirketlerimiz olmalı. Şirketler birbiriyle mücadele eden, 'Ben büyüğüm sen küçük kal' yerine 'Benim yanımda bir tane daha büyük olsun' demeli. Bu dayanışmaya şirketlerin ihtiyacı var.
'BÜYÜKLER TECRÜBELERİNİ PAYLAŞMADI'
Bakan Ergün, TÜSİAD ile ilgili şunları söyledi: "TÜSİAD KOBİ'lerle kendi tecrübelerini yeterince paylaşmadı. Onların hem yönetim kalitelerini, dünyaya adaptasyonlarını, teknolojik birikimlerini artırmaları için işbirliği içinde olmaları gerekiyordu. Son zamanlarda bu işbirliğine daha yakın durmak istiyorlar. Bu da iyi bir şey. Ne kadar büyük firma olursa o kadar iyi olacak."
'AİLEME ESKİSİ KADAR VAKİT AYIRAMIYORUM'
BENİM dört kızım var. Tabii ki onları seviyorum ama yeterli vakti ayıramıyorum. Daha önce belki daha çok vakit ayırma imkânı oluyordu ama artık büyüdüler. Tabii ki kız çocuklarının eğitimi önemli. Biz de kendi çocuklarımızın eğitimine büyük önem veriyoruz. İkisi üniversiteyi bitirdi, yüksek lisans eğitimini yapıyorlar. İkisi de üniversiteye gitmek üzereler.
MESLEK SAHİBİ OLMALI: Kız çocuklarının hayata aktif bir şekilde katılmaları, bir meslek sahibi olmaları, hayatı paylaştıkları eşleri ve çocuklarıyla birlikte daha sosyal yapıları, ekonomik yapıları, kültürel yapıları güçlü bir şekilde bulunmaları toplamda hepimize çok şey kazandıracaktır. Onun için kız çocuklarının eğitimine hükümet olarak büyük önem verdik, veriyoruz.
AİLE DÜZENİ ÖNEMLİ: Boş vakitlerimde aileme mümkün olduğunca vakit ayırmaya çalışırım. Çünkü aile düzenindeki bozulmalar iş düzeninde de aslında bir sürü bozulmalara neden oluyor. İnsanın genel hayat düzeni bozuluyor. Onun için hiç kimse işi yüzünden ailesini ihmal etmemeli.
'PİLOT OLMAK İSTİYORDUM'
Küçükken asker veya pilot olmayı istediğini belirten Ergün, "Ortaokulu bitirdiğimde askerlik şubesine gittik ama olmadı. Ben de meslek lisesine gittim o zaman. Yoksa küçükken pilot olmayı da istiyordum. Bugün keşke ben de saz çalmayı da bilseydim . Bir ara denemedim değil ama olmadı. Vakit yetmedi, devam ettiremedik. Keşke kanun çalmayı, ud çalmayı, bir spor dalını düzenli olarak yapabilmeyi, o spor dalıyla meşgul olmayı, mesela ata binmek...Olmadı, bizim kuşağın en eksik taraflarından bir tanesi o oldu" dedi.
'Futbolla ilgili şüphem var'
Galatasaray
sempatizanı olduğunu kaydeden Ergün, şunları söyledi: "Galatasaray'a da eskisi gibi ilgi duymuyorum. Yani belki yenerse sevinirim ama yenmezse üzülmem. Üzülmekten ziyade tedbir almak daha doğru bir yaklaşım olur. Yine de futbolun işleyişiyle ilgili ciddi şüphelerim olduğu için profesyonel futbola fazla ilgi duymuyorum."
