Türkiye ekonomisi yüzde 6.5 düzeyindeki tahminlere karşın yılın üçüncü çeyreğinde beklentilerin altında yüzde 5.5 büyüdü. Büyümenin harcamalar cephesindeki en önemli iki kaynağı; vatandaşın tüketim harcamaları ve özel sektörün yatırım harcamaları oldu. Ancak görünen düşük kur nedeniyle patlayan cari açığın belalısı ithalat, büyümeyi de olumsuz etkiledi ve milli geliri aşağıya çekti. Yıllık bazda Türkiye 1 trilyon 60 milyar liraya ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 üçüncü çeyrek milli gelir verilerini açıkladı. Verilere göre, Türkiye üçüncü çeyrekte sabit fiyatlarla yüzde 5.5, cari fiyatlarla yüzde 13.6 büyüdü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme ise yüzde 1.1 olarak hesaplandı. İlk 9 ayda yüzde 8.9 büyüyen Türkiye ekonomisinin yıllık büyümesi yüzde 8.2 oldu. Büyümeye harcamalar cephesinden bakıldığında çok iyi bir tablo ile karşılaşılıyor. Harcamaların en önemli kalemi olan tüketim harcamaları üçüncü çeyrekte yüzde 7.6, son bir yılda yüzde 6.8 arttı. Harcamalarda patlama yapan ikinci kalem ise yatırımlar oldu. Üçüncü çeyrekte yüzde 31.3 büyüyen yatırım harcamaları; kamuda yüzde 17.9, özel sektörde yüzde 34.4 arttı. Büyümeye yatırımların yaptığı katkı 5.5 puan hesaplandı ki bu artış, potansiyel üretimin yükselmesine işaret ediyor.
BÜYÜMENİN BEDELİ İTHALAT
Tüketim ve yatırım harcamalarındaki yüksek oranlı artışlara karşın dış ticaret büyümeyi olumsuz etkiledi. Aylardır kurlardan şikayetçi olan ihracatçıların üretim için yaptıkları yüksek oranlı ithalat büyümeyi de aşağı çekti. Aslında bu bir kısırdöngü gibi görünüyor. Zira büyümek için dışarıdan kaynağa ihtiyacı olan reel kesim, başta petrol olmak üzere hammadde, ara malı ve sermaye malını dışarıdan aldıkça ithalat patlıyor ama aynı zamanda bu ithalat üretime dönüşüp ihracatı, yurtiçi tüketimi dolayısıyla ekonomiyi canlı tutuyor. Ancak düşük kurla patlayan ithalatın yüzde 16.9'luk artışına karşılık ihracatın yüzde 2 düşüşü, dış ticaretin büyümeyi aşağı çekmesine neden oldu. Böylece net ihracat büyümeyi 4.6 puan aşağı çekti. Bir başka deyişle net ihracatın etkisi sıfır olsa büyüme yine çift hanelere ulaşabilirdi.