Yunan ekonomisini iflastan kurtarmaya çalışan Başbakan Yorgo Papandreu'nun verdiği mücadele mitolojide, kafasında saç telleri şeklinde yılanların kesildikçe yerlerine daha fazlasının aldığı Medusa'ya karşı verilen savaşı andırıyor. Papandreu hükümetinin, hantallığı ile dal budak saçan Yunan devletini yeniden yapılandırmak ve Avrupa standartlarına uyarlamak için gösterdiği uğraşılar bitmek tükenmek bilmiyor. Üstelik her kestiği sorunlu bir başın yerine yeni başlar bitiyor. Tıpkı, Medusa'nın kafasından kesilen yılanların yerine birçok yılanın yeniden bitmesi gibi.
EYLÜLDE YİNE GREV VAR
Toplam borcu 340 milyar euroyu bulan Yunanistan'dan İsviçre gibi yurtdışına kaçırılan meblağın 600 milyar euroyu bulduğu ve 14 bin 500 kişinin Yunan devletine toplam 41 milyar vergi borcu olduğu tahmin ediliyor. Aynı zamanda tüm ülkede kaçak villa sayısının tam bir milyonu bulduğu belirtiliyor. Papandreu şimdi hem yurtdışına kaçırılan mevduatların vergilerini hem de aralarında doktor, avukat, mühendis gibi serbest meslek gruplarının da bulunduğu vergi kaçakçılarının devlete olan borçlarını tahsil etmeye çalışıyor. Papandreu, kaçak olarak inşa edilen lüks villa, lüks oto ve sahte belgeli yat sahiplerine paylarına düşen vergileri de ödetmeye kararlı görünüyor. Ancak Papandreu'nun işi kolay değil. Çünkü IMF ve AB'nin toplam 229 milyar euroyu bulacak yardımı karşısında rahatı bozulan Yunan halkı şimdiden eylem ve grevlerle yeni yapılanmaya karşı çıkıyor. Tıpkı taksiciler gibi avukat, doktor, eczacı, noter ve TIR kamyon sahipleri de yeni düzenlemelerden rahatsızlık duyarak, benzer gerekçelerle eylülde yeniden grev ve protesto eylemleri düzenlemeye hazırlanıyor.
Kamu sektörü özelleştirmelerden rahatsız
AB ve IMF'ye karşı olan yükümlülüklerin arasında kamu sektörün özelleştirmeler ve devlet memuru sayısının asgariye indirilmesi de var. Ancak Papandreu hükümeti, özelleştirmelere şiddetle karşı çıkan kamu sektöründe çalışanların sendikalarıyla da mücadele ediyor. Uzatmalı grevler, protesto yürüyüşleri ve zaman zaman çıkan şiddet olayları, mağaza sahipleri, turizm büroları başta olmak üzere Yunan kamuoyunun da sabrını iyice taşırıyor.