TAZMİNAT KARMAŞASI
Ama... Sayın Kılıçdaroğlu, hafta sonunda iki farklı açıklamayla konuyu çıkmaza soktu. Birinde, "Konu Ermeni iddiaları gibi tarihçilere bırakılmalı" dedi. Diğerinde ise "Başbakan yetmez Cumhurbaşkanı Gül de özür dilesin." Şunu çok iyi tecrübe ettim ki, siyaseti referans alarak bir ekonomi yazısı yazabilmek çok zor. Çünkü ikisi de taban tabana zıt açıklamalar. -Bir böyle diyor: Dersim olayını Ermeni diyasporasının 'soykırım' iddialarında olduğu gibi tarihçilere bırakalım demek, işi çıkmaza sokmak. Ermeni iddialarına karşı Türkiye'nin tutumu ortada. Türkiye devleti bugüne kadar Ermeni iddiaları karşısında herhangi bir tazminat da ödemedi. Sanırım, Sayın Kılıçdaroğlu da bu saatten sonra Ermeni diyasporasının o iddialarına karşı tutum değiştirmez. Öte yandan Dersim olayını Ermeni iddilarıyla aynı safta değerlendirmek, Kemal Kılıçdaroğlu'nu hemşerilerinin gözünden düşürebilir. Çünkü Dersim kökenli vatandaşlarımız 70 yıldır kendilerine yapılan zulme büyük bir inançla sahip çıkıyor. Kemal Bey'in konuşmaları, hemşerilerinin söylediklerini de riske atıyor. -Kemal Bey bir de şöyle diyor: "Cumhurbaşkanı da özür dilesin." Oysa bu sözler bir önceki açıklamasıyla taban tabana ters. Çünkü Cumhurbaşkanı özür dilerse, Türk devletine resmi olarak mağdur olan vatandaşlarımızın tazminatını ödemek düşüyor. CHP, özür dileyip olayın mali yükünü paylaşma fikrini ise hiç gündeme getirmiyor.
DERSİM VERGİSİ ÖDER MİSİNİZ?
Dersim'e tazminat fikrinin gündeme getirilip bedelinin devlete ödettirilmesine gelince... Yani olası bir Dersim vergisi konusuna... O durum biraz farklı. Ben CHP iktidarının şekillendirdiği bir Türkiye'de doğdum, büyüdüm, okudum, öğrendim, yaşam kurdum... Ve hayatımın hiçbir yerinde-döneminde Dersim diye bir şeyi resmi olarak bugüne kadar duymadım. Dersim'in yazgısıyla ilgili ilk bildiklerim arkadaş çevresinden duyduklarımla oldu. Ve eğitimimde öğrendiklerimle arkadaşlarımdan duyduklarım arasında çelişkiye düştüm. Ayrıca bu Dersim olayları yaşanırken benim dedelerim ne orada ne de Ankara'daydı. Bu yüzden şu anda çevremde olan Dersim kökenli arkadaşlarımın acısına hak vermeme rağmen, kendimi onlara borçlu hissetmiyorum. Onlar da zaten böyle bir alacak niyeti içinde değiller. Yani sözü kesip özetle söyleyeyim, ben Dersim vergisi vb. ödeme talebini peşinen kabul etmem. Fikrimi soran olursa "Önce CHP ödesin" derim, "İş Bankası'ndaki hisselerini satıp ödesin." Sanırım benim gibi düşünen çok fazla sayıda Türkiye vatandaşı da var.
OYAK SATTI SİZ DE SATIN
Kemal Bey farklı farklı açıklamalar geti rebilir. Ancak ben ilk yazıda da gündeme getirdiğim iddiayı hiç yan çizmeden tekrar edeceğim: CHP, İş Bankası'ndaki hisselerini satmalıdır. Çünkü öncelikle siyasi olarak gereken davranış budur. Dersim'de, CHP hükümetinin bir döneme ait icraatları sorgulanıyor. CHP, "O dönem farklıydı" diyerek, reddi miras yapıyorsa, aynı şekilde kendisine miras kalan İş Bankası hisselerini de bırakmalı.
HİÇBİR PARTİNİN BANKASI YOK
Zaten Türk demokrasi hayatında kurulan, kapanan ve var olan hiçbir partinin bankası yok. DSP'nin, MHP'nin, Adalet Partisi'nin, Türkiye Komünist Partisi'nin, Liberal Demokrat Parti'nin, ANAP'ın, AK Parti ve diğerlerinin... Hiçbirinin bir bankası olmadı. Dünyada da öyle, bir tek Çin'de var orada da zaten 'parti eşittir devlet'... Türkiye'de bir süre önce 'Dünyada bankası olan tek ordu' olmak gibi bir garabet vardı. OYAK da bankasını satıp bu durumdan kurtuldu. CHP de bunu yapmalıdır. Diğer taraftan CHP'nin bir şirket, özellikle de İş Bankası gibi dev bir topluluğun ortağı olup onun yönetiminde bulunmasının ekonomik mantık ve ahlakla izah edilebilir bir yanı yok. Bu izah edilemezlik bankanın profesyonel yönetimi için de büyük bir problem. Belki yine safdillikle bir öneri daha getireceğim... Halen bankanın Yönetim Kurulu Başkanı olan Sayın Ersin Özince, -ki eminim o da bu tip bir yönetim kültüründen yorulmuştur- bankadaki CHP hisselerinin satışı konusuna destek vermelidir. Tam bir "İş Bankalı" kültürüyle yetişen, 13 sene genel müdürlük ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı yapan Sayın Özince'nin hem bankası hem de sektörü açısından böyle bir tarihi sorumluluğu ve borcu var.