Tarık YILMAZ - Sabah.com.tr
BDDK Başkanı Mukim Öztekin'in lisans bekleyen 11 kurum var açıklamasından sonra gözler borcu neredeyse sıfırlanmış üstelik kasasında 500 milyon lirayı aşkın parası olan Tasfiye Halindeki Türkbank'ın da listede olup olmadığına çevrildi. Cumhuriyet döneminde kurulan ve halk tarafından "İkinci adresiniz" sloganıyla çok iyi bir yer edinen Türkbank 2000'lerde adı mafya-siyaset ve işdünyası ile anıldıktan sonra kapatılmıştı.
Aldığımız bilgiye göre Tasfiye Halindeki Türkbank'ın büyük ortağı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) henüz bir başvurusu yok. Ancak TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül daha önce "Bankanın davası bitmek üzere kazanırsak bankayı satabiliriz" şeklindeki açıklamaları önemli bir ipucu. Zira "kazanırsak satarız" denilen dava, Hazine'ye karşı açılan 260 milyon liralık sosyal güvenlik primi davasıydı. Ve geçen ay bu dava sonuçlandı ve dava TMSF lehine (Hazine aleyhine) sonuçlandı.
İşte TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül'ün "Dava kazanılırsa Türkbank satılır" demeciyle umutlanan eski Türkbank çalışanları ve emeklileri, bankanın ekonomiye kazandırılması için TMSF ile temasa geçmeye çabalıyor. Kazanılan davayla ilgili görüşme isteklerimi bir ay kadar önce çalışmalar sürüyor geçen hafta da yurtdışında olduğu için kabul edemeyen TMSF Başkanı Gül sorularımı TMSF basın danışmanlığı aracılığıyla yanıtladı. TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, davanın kazanıldığını Türkbank'ın satılıp satılmayacağı konusunda bir başvurusu olup olmayacağına yönelik soruları ise yanıtsız bırakıyor.
Aslında bankanın önünde iki seçenek var. İlki tasfiyeyi bitirip Türkbank'ı ismiyle birlikte tarihe gömmek. İkincisi ise yüzyıllık ismi olan Türkbank'ı ekonomik hayata kazandırmak. Gül ev TMSF ekibinin elinde fazla bir varlık kalmaması ve daha önceki açıklamaları nedeniyle ikinci seçeneğe yakın olduğunu düşünüyorum.
Satılması için de iptal edilen lisansını geri alması şart. Bu konuda karar da eski TMSF yönetim Kurulu üyesi olan ve bugün BDDK Başkanı olan Mukim Öztekin ve ekibine bağlı. TMSF'nin henüz lisans başvurusu yapmamasına karşın BDDK Başkanı Öztekin'in hafta başında Ekonomi Gazetecileri Derneği toplantısında "11 lisans başvurusu" var şeklindeki açıklaması bu konuda BDDK'nın lisans verme konusunda geçmişten daha eli açık davranacağına ilişkin sinyaller veriyor. İşte bu nedenle halihazırda Anadolu'da çok iyi bir ismi olan Türkbank'ın tekrar bankacılık sahnesine çıkabilmesinin imkan dahilinde olduğu belirtiliyor.
TÜRKBANK'IN İSMİ ADABANK'IN LİSANSI
Tasfiye Halindeki Türkbank'ın genel müdürü olarak atandıktan kısa bir süre sonra terfi ettirilip TMSF Daire Başkanlığına getirilen Abdullah Güzeldülger, yakın bir zamanda Adabank'ın da yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Benim merak ettiğim ise lisansı olan Adabank'ın çok köklü bir geçmişi olan Türkbank'la birleştirilip ya da Türkbank tarafından satın alınıp satılmasının gündeme gelemeyeceği idi. Başkan Gül'ün "Güzel bir formül ancak Adabank'ın eski sahiplerinin dava açılabilir" gerekçesiyle yanaşılmayacağı bilgisini ileten TMSF basın danışmanlığının söylediği tek şey bu işle ilgili çalışmaların sürdüğü oldu. Bu sohbet sonrası geçen hafta Adabank'ın satışa çıktığı haberi geldi. Bu nedenle formül "Eğer TMSF Türkbank adına almazsa" geçersiz kalmış gibi görünüyor.
TASFİYEDE AMA BANKA KARLILĞINDA 20'NCİ
Hiçbir faaliyeti olmamasına karşın bankalardaki parası ve varlık satışlarıyla kar etmeye devam eden banka 2011'de yüklü bir karşılık ayırmak zorunda kaldığı için kar edemedi. Ancak 2010'da 35.4 milyon, 2009'da 24.4 milyon 2008'de de 65,7 milyon liralık kar açıkladı. Bu kar rakamlarıyla Türkbank 45 banka içinde 2010'da 26, 2009'da da 24 bankayı geride bıraktı. Bir başka deyişle Türkiye'nin en yüksek kar eden 20'nci bankası. Üstelik 2012'de bu kar, Yargıtay'da kazanılan dava nedeniyle yükselecek.
HAZİNE İLE DAVA NE İDİ?
Banka kapanmadan önce kurumdan emekli olanlar maaşlarını bankaca kurulan Sandık'tan alıyordu. Ancak banka kapanıp da Sandığa para aktarılamayınca emeklilerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na devri gündeme geldi. İşte bu dönemde banka yönetimi sandıktan emekli olanların hepsini bilançoda 260 milyon lira karşılık ayırarak SGK'ya devretti. Yasa gereği bu parayı banka Hazine'den alınmalıydı. Bu nedenle hazine'ye bu parayı bize öde davası açan Türkbank, davayı kazandı. Son olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne giden dava ilgili dairenin "Hazine bu tutarı bankaya ödemeli" kararını aldı. Anlayacağınız banka artık 260 milyon liralık bir kaynağa daha sahip oldu.
500 MİLYON NEREDEN GELİYOR
TMSF tasfiyeye girmeden önce bankaya 353 milyon liralık sermaye benzeri kredi aktarmıştı. Tasfiye döneminde ise bankanın Türkiye'nin her yerinde çok değerli olan gayrimenkulleri satılarak borçlar ödendi. Borçlar ödenip paraya ihtiyaç kalmayınca TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül de daha önce aktarılan 353 milyon lirayı geri aldı. Ancak çalışanlar Bankalar Yasası'nın 140'ıncı maddesine dayanarak "tasfiye bitmeden alamazsınız" diyerek açtıkları davayı kazanınca para bankaya geri geldi. Bunun yanında 2011 bilançosuna göre, Türkbank'ın bankalarda mevduatta tutulan 108 milyon lirası var. Paranın bugün için 120 milyon lira civarında bankalarda bekliyor. İşte bu da Tasfiye Halindeki Türkbank'ı 500 milyon liraya yakın varlığıyla Türkiye'nin en likit kurumlarından biri yapıyor.
