Bir dönem televizyon dünyasında fırtına gibi esen Özlem Yıldız, işadamı Sinan Serter'le evlenip çocuk sahibi olduktan sonra sunuculuğu bırakmıştı. Yıldız, bir süredir hafta içi her gün ekrana gelen 'Yaşam Sağlıkla Güzel' programıyla yeniden ekranlarda... Bu arada Sinan Serter'den de boşanma kararı aldı. Yıldız, programını ve hayatındaki değişiklikleri Quality of Magazine dergisinden Ateş Çelik'e anlattı...
'Yaşam Sağlıkla Güzel' isimli sağlık programıyla ekranlara döndünüz; ekrana kaç yıl ara vermiştiniz?
Çok ara vermedim. Yalnızca geçtiğimiz yıl program yapmadım ama evlendikten sonra dört yıl gibi bir aram oldu. Mankenlik hiçbir zaman benim asıl mesleğim olmadı. Hayatımda çıktığım defile sayısı 10'u geçmez. Güzel bir anı olsun diye yaptığım bir şeydi. Asıl mesleğimin her zaman için televizyon sunuculuğu olduğunu düşünüyorum.
BİR YUVA KOLAY KURULMUYOR
Oğlunuzun gelişimiyle ilgili ve sonrasında da evliliğinizde birçok sıkıntı yaşadınız. Boşanma konusunda eşinizle uzlaştığınızı duydum. Doğru mu, neler oluyor hayatınızda?
Ben de çok şey duyuyorum. Bilmiyorum hangisi doğru. Tabii ki hiç kimse boşanmak için evlenmez, bir yuva kolay kurulmuyor. Hele bir çocuk sahibiyseniz; her şeyden önce bir anne-baba olarak onun da geleceğini, psikolojisini düşünmek zorundasınız. O yüzden bu kolay verilmiş bir karar değil.
ZAMAN NE GÖSTERİR BİLİNMEZ!
İçinde bulunduğunuz durumu değerlendirir misiniz?
Dile kolay! Dokuz yıllık bir beraberliğin arkasından böyle bir süreçte de konuşmamak en doğrusu bence. Bugüne kadar biten evliliklerin arkasından konuşanları hep ayıpladım. Sonuçta ünlü bir anne, babasınız. Yarın çocuğunuz yetişkin bir birey olduğu zaman, her şeyi internet ortamında bulacak. Evlenirken iyi de, boşanırken niye insanlar bu kadar kötü? Bugüne kadar hep bunu savunan bir insandım. Şimdi bunu yaşarken; kötü örneklerin içine girmek asla istemem. O yüzden bu benim almış olduğum karar, benim duruşum.
Peki, susmak kimi zaman zor olmuyor mu? Magazin basınıyla aranız nasıl?
Bugüne kadar magazin basını ile hiçbir sorunum olmadı. Özel anlarımı hep paylaştım ama şimdi bu yaşadığımız öyle bir şey ki tamamen içime gizlemek, suskunluğumu korumak zorundayım. Kolay bir dönem değil. Zamanın önümüze ne getireceğini ben de bilmiyorum. Hayırlısı ne ise o olsun diyorum. Bu konuda da fazla konuşmak istemiyorum.
DEMİR'DEN HİÇBİR ŞEY SAKLAMIYORUM
Oğlunuz Demir, özel hayatınızla ilgili durumu nasıl karşılıyor?
Şu anda çok hassas bir dönem. Demir, artık ilkokula başlama yaşına geldi. Yazılanları, benim hareketlerimi, psikolojimi çok net çözebiliyor. İçinde bulunduğumuz durumdan etkilenmemesi için elimden geleni yapıyorum.
Demir nasıl bir çocuk?
Çok aklı başında. Yaşından olgun hareketleri var. Duygusal bir çocuk. Ondan hiçbir şey saklayamıyorum. Meslek seçimine karışmam; ama sporla ilgilenmesini isterim. Çok komik; beni çok güldürüyor.
KAFAMIN MEŞGUL OLMASI LAZIMDI
Neden sağlıkla ilgili bir program yapma ihtiyacı duydunuz?
Sağlık her zaman için ilgi çeken bir alan. Ramazan da yaza denk geldi. Dolayısıyla insanların yemek ve sağlıkla ilgili merak ettiği konuların televizyonda işlenmesi için doğru bir dönem.
SAĞLIK ÇALIŞIYORUM
Programın benim için farklılığı da meslek hayatımda ilk kez yaz döneminde çalışıyorum. Genelde yaz aylarında tatil yaparım. Bu yüzden teklifi duyar duymaz "Hayır" dedim. Sonra ruhumun şu anda çalışmaya çok müsait olduğunu, kafamın işimle meşgul olmasına ihtiyacımın olduğunu hissettim. Programı, doktor Gökhan Özçınar'la birlikte sunuyoruz. O bir uzman. Benim sağlık konusunda onun kadar bilgili olmam mümkün değil. Konulara bir gün öncesinden onun verdiği bilgiler doğrultusunda çalışıyorum. Sabah bir daha üzerinden geçiyorum. Ünlü konuğumuzla ilgili bir sıkıntımız yok. Konuları internet ortamında da araştırıyorum.
Mehmet Ali Erbil'le birlikte sunduğunuz programda; bir kere o, sizi üzmüştü. Hatırlıyor musunuz?
Oooo, kaç sene geçti. Çoktan unuttum. Bana sorarsan, "Aaaa, ne olmuştu?" diyebilirim. Aklımda kalmadı bile...
