Başarılı oyunculuğu ve yıllara meydan okuyan görüntüsüyle Nebahat Çehre, hayata dair çok özel notlarını Harper's Bazaar dergisiyle paylaştı. İşte Çehre'den hayatına dair notlar:
Dostlarımla paylaştığım günlerde çok keyifliyimdir. Antikacıları dolaşırız, birlikte yemek yeriz. Antika objelerden çok hoşlanıyorum; güzel bir obje bulmak bana büyük keyif veriyor, yaşanmış bir hikayenin parçası olduklarını düşünmek beni mutlu ediyor.
Evim genel olarak modern bir tarza sahip ama araya antika objeler koymayı çok severim. Dekorasyon merakım vardır, amatör olarak da pek çok arkadaşımın evini dekore etmişimdir. Bunlar beni rahatlatan, keyif veren şeyler...
'PİYANO' FİLMİ FAVORİM
Roberto Benigni'nin unutulmaz filmi 'Hayat Güzeldir'i çok severim. 'Piyano' yine bende iz bırakan bir filmdir, müthiş bir oyunculuk başarısıdır. Keza eskilerden Claude Lelouch'un çektiği 'Bir Kadın ve Bir Erkek', müziği ile hâlâ kulaklarımda olan bir filmdir.
Spor salonlarından çok hoşlanmıyorum. Ama fırsat buldukça açık havada yürüyüş yaparım. Sabahları gerinme hareketlerini aksatmam. Sette de yüksek topuklularla spor yapıyor sayılırım.
Sıkça gittiğim restoranlardan biri Paper Moon. Böcekli makarnasını severim. Limonlu levrek yaparlar, o da güzeldir. Mutlaka yemekten sonra limonlu bir sorbe yerim. Balıkçı olarak Kıyı'yı, Ortaköy'de Park Fora'yı çok severim. Haftada iki-üç gün balık yerim. Zorlu Center'daki Beymen Morini ve Eataly, son zamanlarda sevdiğim yerler. İstinyePark'taki Masa'ya da çok giderim.
SALAŞ YERLER İLGİNÇ
Pek yemek ayırmam. Ama kahvaltı benim için çok önemlidir. Bir de akşamüstü çayı vazgeçilmezimdir. Yanında kaşarlı simit çok severim. Arada kaçamak yaparsam da ertesi gün daha hafif yiyerek dengeyi sağlamaya çalışırım.
İlk ciddi kitabım, Jack London'ın 'Martin Eden' romanıydı. Ondan sonra zaten gerçek edebiyatçılara daldım. Evvela kendi yazarlarımızı tanımaya çalıştım. Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Orhan Kemal'lerle başladım ve bütün yazarlarımızı okudum. Sonra bütün yabancı edebiyatta hakikaten yer yapmış ve size bir şeyler öğreten yazarları, klasikleri okudum.
Seyahat etmeyi çok seviyorum. Gittiğim her ülkenin müzelerine, o ara önemli ne sergi varsa o sergilere giderim. Mutlaka takip etmeye çalışırım. Bu ara gündemimde yeni televizyon dizim 'Kara Para Aşk' olduğu için güncel olarak ne var çok bilmiyorum ama Türkiye'de de hep takip ederim.
Bayılırım kaçışlara. Salaş yerlerden zevk alırım, yeter ki mutfağı temiz olsun. Tahta masalarda, kumsalda yalın ayak yemek yemeyi çok severim mesela.
Şimdi Atv'de başlayan 'Kara Para Aşk'ta oynuyorum. Çok umutluyum, işimize çok inanıyorum ve çalıştığım ekibimi çok seviyorum.
