Yıllarca Garanti Bankası'nı yönettikten sonra istifa edip kendini hobilerine adayan Akın Öngör, iki yıl önce eşi Gülin Öngör adına Akhisar'da kız meslek lisesi yaptırdı. Şamdan Plus Exclusive'e röportaj veren Gülin Hanım; okulunun hikayesini şöyle anlattı: "Adıma bir okul yapılması, benim senelerdir hayal ettiğim bir şeydi. Bir gün öylesine konuşurken bu hayalimden Akın'a bahsettim. Akın son derece ciddiye aldı ve 'Niye bugüne kadar hiç bahsetmedin?' dedi. Benim için gerçekleşmesi hakikaten zor bir olaydı, adı üstünde hayaldi. Fakat Akın 'İlk defa benden bir şey istiyorsun, ben bunu yapacağım' dedi. İnanamadım..."
YAŞAMADAN ANLATILMAZ
Şamdan Plus ekibinden Mehmet Üstündüğ'la birlikte Akhisar'a giderek okulunu ziyaret eden Gülin Öngör, Akhisar'daki çiftliğindeki faaliyetleri de anlattı.
Okul için neden Akhisar'ı seçtiniz?
Gözümüzün önünde, bize yakın olsun, elimiz üstünde olsun istedik, çünkü bağlarımız Akhisar'da ve burada epey zaman geçiriyoruz.
Adınızı taşıyacak bir okul fikri, sizde ne gibi duygular uyandırdı?
Bir eğitim kurumuna adımın verilmesi, yaşamadan anlatılmayacak kadar müthiş bir şey.
Neden ilköğretim okulu, karma lise değil de kız meslek lisesi yaptırdınız?
Hayalimin başlangıç noktası buydu zaten. Üniversiteye gitme şansı olmayan genç kızlara bir meslek öğretip, ilerideki yaşantılarında çalışıp ayakta durabilecek ve evlenince de ailelerine katkıda bulunabilecek durumda olmalarını sağlamak için...
SADECE AĞLAYABİLDİM...
Okulun üzerinde adınızın yazılı olduğu tabelayı görünce ve altındaki kapıdan öğrencilerin girişini izleyince neler hissettiniz? İnşaata her dakika gidiyorduk. Ama ilk gün 'Zeynep Gülin Öngör Kız Teknik ve Meslek Lisesi' inşaatı levhasını gördüğüm an sadece ağlayabildim. Heyecanlandım, sesim bile çıkmadı. Olağanüstü bir duyguydu.
Okuldaki öğrenciler sizi tanıyor mu, sık sık onları ziyarete gidiyor musunuz? Öğrencilerle diyaloğunuz nasıl?
Tabii ki ziyarete gidiyorum. Şu anda 1100 öğrencimiz ve mükemmel bir öğretim kadrosu var. Her ziyarete gittiğimde pırıl pırıl genç kızlarımızı gördüğüm zaman gururla göğsüm kabarıyor. İçleri gülen gözlerini görmek bana yetiyor.
Okulunuz kısa sürede büyük başarılar elde etmiş, üniversite sınavında Manisa birincisi çıkarmış. Bu kadar kısa sürede başarıyı nasıl sağladınız?
Okulu yaptırdık, Milli Eğitim Bakanlığı'nın idaresine bıraktık... Tabii ki elimiz hep üstünde ama okul, devlet okuludur. İyi öğretmenler ve çocuklarımıza sağladığımız, son teknolojilerle donatılmış dersliklerle, hakikaten iki senede bölgesinin en başarılı lisesi oldu.
KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Okulunuzun benzerlerinden ayrılan yanları var mı, olanakları diğerlerinden daha mı fazla?
Okul binası ve donanımı, diğer okullardan çok daha iyi, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bakanlık da zaten bu görüşte...
Bu liseye yenileri eklenebilir mi?
Biz bir vatandaş olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yaptık ama başka yapamayız. Başka bir projemiz yok.
Sizce Türkiye'nin en büyük sorunu nedir, kimler neler yapmalı?
Eğitim en önemli sorun. Özellikle kız çocuklarının eğitilmesi... Çünkü onlar geleceğin anneleri ve eğitimli bir anne, çocuklarını çok daha iyi yetiştirir. Eğitim bir ülkenin ilerlemesi için ilk etap
AKIN, TOPRAKLA HAŞIR NEŞİR OLSUN İSTİYORDUK
Bağ kurmak, şarap üretmek hayalini kurduğunuz bir şey miydi?
Şarapçılıktan önce organik sebze düşünmüştük. Akın'ın emekliliğinde, biraz toprakla haşır neşir oluruz istedik ama sonra bağda karar kıldık. Sadece eşe dosta dağıtır, biz de içeriz diye başladık. Sonra iş büyüdü. Biz şarap üretme işini çok sevdik. Çocuklarımız da sevdi ve bugünlere geldik.
Şarap üretiminin hangi aşamasında birebir çalışıyorsunuz, neler yapıyorsunuz?
Ben şarabı içmeyi severek başladım. Ama şimdi o kadar çok seviyorum ki her aşamasında varım diyebilirim.
Kendinizi bir şarap uzmanı olarak görüyor musunuz? Kokusundan ve tadından, bir şarabın hangi üzümden yapıldığını anlayabilir misiniz?
Katiyen bir şarap uzmanı değilim. Sadece iyi şarap-kötü şarap ayırırım. O da tamamen kendi damak tadıma göre.
Ürettiğiniz şaraplara yenileri eklenecek mi, yeni atılımlar var mı?
Beş yıl içinde beyaz şarap da yapacağız. Bu yıl pembe şarabımız da çıkıyor ama hep butik olmaya devam edeceğiz.
AKHİSAR'LA BAĞIMIZ, BAĞ EVİ SAYESİNDE OLDU
Akhisar sizin için ne ifade ediyor?
Akhisar, bundan seneler önce bir arkadaşımızın çiftliğine geldiğimizde tanıdığım bir yer. Bağımızla birlikte hayatımıza girdi. Okulumuzla birlikte de hayatımızdaki en önemli yerlerden biri oldu.
Bağınızın ve evinizin olduğu yöre halkıyla ilişkileriniz nasıl?
Okuldan önce bağımız olduğu için hasat zamanlarından dolayı, yöre halkıyla yakın ilişkilerimiz oldu. 10 senedir aynı insanlar bize hasat zamanı yardım ediyor.
BAHARLARDA GELİP GİDİYORUZ
Yöre halkıyla iletişiminiz nasıl?
Yöre halkı senelerdir bize sevgi gösterir.
Bağ evinde yılın hangi zamanlarını geçiriyorsunuz?
Bağ evinde, oğlumuz Yavuz bizden daha çok zaman geçiriyor. Kızımız Pelin ve oğlumuz Yavuz, Selendi şaraplarının idaresinde ama bahar zamanlarında ve yazın hep beraber toplanıyoruz.
Bodrum'da çok güzel bir eviniz var, yazın bağ evi mi, Bodrum'da ki ev mi size daha çok keyif veriyor?
Hasat zamanı arkadaşlarımız bazen bize katılıyor. Bazen baharlarda gelip gidiyoruz. Sadece 1-2 günlüğüne gelip gidiyoruz. Her zaman Bodrum'un yeri başkadır. Orası bizim sayfiyemiz, deniz kenarı. Bağ evi ise bambaşka bir yer. Daha sakin, daha içe dönük ama biz çok seviyoruz.
