YILARDIR TARZIM AYNI
Giyiminizdeki sadelikle ilgili ne söylemek istersiniz?
Yıllardır tarzım aynı. Thai pantolon, üstüne de bol tişörtler giyerim. Annem emekli öğretmen, babam ise emekli muhasebe memuru... Devletin verdiği cüzi bir emekli maaşı var. Dolayısıyla bu insanlar, üç tane çocuğu büyütüp her şeyimizi almışlar, hiçbir şeyimizi eksik etmemişler. Bunları borç-harç içinde kıt kanaat yapmışlar. Doğal olarak ben de kazandığım parayı gidip lükse harcayamam. Annemin beğendiği bir elbise vardı, aynısını bulamadım. Sonra fotoğrafını bulup, diktirdim. Onun mutluluğu paha biçilmezdi.
SANIRIM BİZİM AİLEDE BİRAZ SAFLIK VAR!
Aile bağlarınız oldukça güçlü değil mi?
Evet, biz ailece hayattan keyif almayı ve muhabbeti çok severiz. Babamlar ve dayımlarla oturup bir şeyler yemekten ve sohbet etmekten kendi adıma büyük keyif alırım. Bizim ailede galiba biraz da saflık var. Evde şarkı, türkü söylemeyi severiz; hakkımızda 'Kim, ne der?' diye düşünmeyiz. Kısacası neşeli ve mutlu bir aileyiz.
albüm hayali!
Çok ünlü birisiniz. Bu şekilde, bir şöhret aklınıza gelir miydi?
Böyle bir şeyi hayal etmezdim. Ama küçüklükten beri konser vermek ve albüm yapmak isterdim. 'Sessiz sakin, kıyıdan köşeden hareket ederim' diye düşünürdüm ama birden bire ünlü oldum. Bu da işi biraz büyüttü... Bana zorla sorumluluk yüklenmeye çalışıldı ve bende ısrarla reddettim. Dedim ya, "Bizim ailede biraz saflık var" diye istediğin kadar bir şey at; bizde durmuyor, akıyor gidiyor.
DOSTLARI ARTTI
Peki kazandığınız bu şöhret ailenize nasıl yansıdı?
Bizim ailede bir değişiklik yok; hepsi aynı. Yani annem İspanyollar'ın flamenko kıyafetini giyip, babamla karşılıklı oynamıyor. Normal bir evde neler oluyorsa, bizde de o oluyor. Beraber evde oturup yemek yiyip, çay içiyor, sohbet ediyoruz. Bir tek onların da arkadaş sayısı çoğaldı. (Gülüyor)
BENİ BEĞENMEYEN DİNLEMESİN KARDEŞİM!
Bugüne kadar birçok konuda eleştirildiniz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bir şeyi ya da birini insanların önüne koyduğunuz zaman muhakkak yorum yaparlar. Ben bunu göze aldım; beğenir beğenmez, sever sevmez ama ben beğenmediğim şeyi dinlemiyorum ve onunla muhatap olmuyorum.
SAYGI ŞART!
Bizim insanımızda şöyle bir şey var; muhatap alıyor. Bir şey yapmak, bir şey söylemek gereği duyuyor. Ne yapıyorsun arkadaşım? Dinleme işte git, sana ne... Ben yıllardır saçımı sağa sola tararım, bilmem ne yaparım... 'Saçını niye böyle yapıyor?' diyorlar, sana ne... Sen benim müziğimi dinliyorsan dinlersin, dinlemiyorsan dinlemezsin. Hacettepe Üniversitesi'nde oyunculuk okurken de her zaman şunu savundum: "Arkadaş kimseyi sevmek zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın. Saygı duyacağız. Bunu öğrenmemiz lazım. Saygı olmadığı zaman kaosa gideriz. En küçük sistemden en büyüğüne kadar böyledir." Tiyatroda biz insanlara bir şeyler öğretme üzerine eğitim aldık. Dolayısıyla böyle bir şey yüklenmedim ama ben insanlara saygılı olmayı anlatmaya çalışıyorum. Bu süreç içerisinde takıldığım tek bu...
ESEREKLİYİM; NE YAPACAĞIM HİÇ BELLİ OLMAZ!
Bugüne kadar yazdığınız ve gün yüzüne henüz çıkmayan kaç şarkınız var?
Yaklaşık 100 tane vardır ama tam anlamı ile hazır değildir. Yapıp kenara attığım, sözü olmayan sadece ezgisi olan birçok şarkım var. Oturup ciddi ciddi, profesyonel anlamda bir şey yapmaya kalktığımda üzerinde çalışılacak işler bunlar... Ben öyle işin matematiğine girmiyorum. İçimden ne geliyorsa mırıldanıyorum.
DEĞİŞMEK RUHUMDA YOK!
Peki hayatınızda bir matematik mevcut mu?
Yapımcım Ahmet Çelenk bana, "Üç-beş yıllık programın nedir?" diye sorup duruyor. Ben de ona her zaman "Öyle bir programım yok!" diye yanıt veriyorum. Bir kere ben eserekli bir kafayım; ne yapacağım belli olmaz. Bir dururum, sonra giderim. 1.5 yıl bir yerde yaşayıp tekrar dönebilirim. Ben matematik sevmiyorum. Kendimi dinlemekten de büyük keyif alıyorum.
Peki değişimle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bence değişmek iyi bir şey değildir. Gelişmek daha güzeldir; bir şey öğrenmek, görmek, bilmek. Kendine bir şey katmak daha da güzeldir. Değiştiğin zaman çocukluk arkadaşın seni tanıyamaz. Çünkü değişmiş bir adamsındır artık... Ama gelişmiş bir adamsan, çocukluk arkadaşın seni bilir, tanır sadece geliştiğin noktaları aktarırsın. Şu kadarını söyleyebilirim ki; değişmek benim ruhumda yok! Ben değişemem.
Dinleyici sizi şarkılarınızdan dolayı oldukça isyankâr biri olarak algılıyor fakat hiç öyle biri değilsiniz... Peki mizahı sever misiniz?
Şarkının anlattığı şey; bir aşkın isyanı... Bu isyan sadece benim isyanım değil. Ben ekibimi kurarken bile araştırdım. Benim etrafımda mizah sevmeyen, her şeye itiraz eden insanlar yok. Ben de kişilik olarak mizahı çok seven biriyim. Hatta şu an üçüncü sayısı çıkan '64' isimli mizah dergisine yazı yazıyorum. Orada kendi ruh halimi anlatıyorum.