Geçtiğimiz aylarda Nişantaşı'nda 'Nini' adında bir butik açan Şeyma Subaşı, kendi yaptığı tasarımlarla müşterilerine hizmet veriyor. Subaşı mağazasının kapılarını ilk kez Şamdan Plus'a açtı ve yeni işini Öykü Yazıcıoğlu'na anlattı.
ŞEYMA SUBAŞI FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN!
Moda sektörüne gireli çok uzun zaman olmadı ama şu ana kadar beklediğiniz ilgiyi gördüğünüzü düşünüyor musunuz? Aslında moda sektörüne gireli uzun zaman oldu ama ismimi duyurmam çok yeni diyebiliriz. Liseden beri bu işin eğitimini almış biri olarak rahatça söyleyebilirim ki; şu anda gördüğüm ilgiden oldukça memnunum.
HER TARZA HİTAP EDİYOR
Ne eğitimi aldınız, bugüne kadar ne gibi çalışmalar yaptınız?
Bu işe giren herkesin kendine özgü bir tarzı olduğunu düşünüyorum. Moda eğitimi almamış ama bu sektörde başarılı olmuş isimler de var. Sadece bu işi yapmak için gerçekten de iyi bir vizyon gerekli. Modacı olmak avukatlık ya da doktorluk gibi değildir; doğru gözlem ve yaratıcılık ister. Tabii teknik bilgiler de önemli. Bu da insanın kendini geliştirmesiyle ilgili. Ben Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarım Lisesi'nde eğitim gördüm. Küçüklüğümden beri yapacağım meslek aslında belliydi. Daha altı yaşındayken, çocuk dergilerindeki kıyafet çıkarmalarını keser ve Barbie bebeklerimi giydirirdim. Yolumu açan, hayalimi gerçeğe dönüştürmemi sağlayan projeyse 'Yok Böyle Dans' yarışması oldu. Daha sonra ise 'O ses Türkiye'nin yarı final ve final kıyafetlerini tasarladım.
Mağazanızda hangi tarzda kıyafetler satıyorsunuz?
Mağazamdaki kıyafetler tek bir tarza yönelik değil. Klasikten, şıka her çeşit ürünü bulabilmeniz mümkün. Bu çeşitlilik de her zaman müşterilerimi memnun ediyor. Mağazadaki bütün tasarımlar bana ait.
Kişiye özel tasarımlar da yapıyor musunuz?
Evet, bence en çok tercih edilme sebebimiz, kişiye özel kıyafetler yapmamız. Ekibimdeki kalıpçılarım da çok iyi; tasarladığım modeli anlayıp kalıplara dökebiliyorlar.
Mağazanızın adı neden 'Nini'?
'Nini'yi ilkokuldan beri beraber olduğum arkadaşım Melis ile bulduk. Kendi ismimle mağaza açmamın doğru olmayacağını düşündük.
Nişantaşı'nda bir sürü butik var. Bu rekabet korkutmadı mı sizi? Nişantaşı'nda bize benzer butik olduğunu düşünmüyorum. Aslında burası mağaza olmasının yanı sıra aynı zamanda da bir tasarım atölyesi. Çünkü her şey söylediğim gibi tasarlanıp burada dikiliyor ve burada satışa sunuluyor.
İYİ BİR DİNLEYİCİYİM
Siz nereden alışveriş yaparsınız, nasıl bir tarzınız var?
Ben kendi tarzımı bulduğum her yerden alışveriş yapıyorum. Favori mağazalarım var tabii; Top Shop, Zara, Beymen gibi... Taksim'de de güzel parçalar buluyorum.
Yakınlarınızın da giyimine karışır mısınız?
Yakın kız arkadaşlarım ve ailemle fikir alışverişi yaparız ama mağazama gelip de styling desteği isteyenlere de yardımcı oluyorum.
Bir butik açmak ve başarılı olmak kolay olmasa gerek. Sizce bu işin en zor yanı ne?
Başarımın sırrı müşterilerimle olan iletişimim. Bu işte gelen müşterilerin ne istediğini bilmek ve iyi bir dinleyici olmak gerekiyor.
Müşteriler haftanın beş günü sizi mağazada görüyor mu?
Gelen müşterilerimle olabildiğince ilgilenmeye çalışıyorum. Haftanın beş günü buradayım ama yoğun bir programım var. Ancak özellikle benden fikir almak isteyen müşterilerime, her zaman vakit ayırıyorum.
YENİ NESİL MODAYI BİLİYOR
Türk kadının giyim stili hakkında ne düşünüyorsunuz?
En çok ne tip kıyafetler ilgi görüyor mağazada? Türk kadınının eskiye göre kendini çok daha geliştirdiğini düşünüyorum. Özellikle yeni nesil modayı çok yakından takip ediyor. Bundaki en büyük etkenin de sosyal medya olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık yurtdışındaki defileleri bile internetten izleyip, blogları takip ederek stil konusunda doğru ipuçları elde edilebiliyor.
ÖNEMLİ OLAN FİZİĞİNE GÖRE GİYİNMEKTİR
Sizce giyim konusunda kadınların yaptığı en büyük hata nedir?
Bence kadınlarımız her şeyden önce kendi vücutlarını çok iyi tanımalı. Yaptığımız en büyük hata vücudumuzu tanımadan sadece moda olduğu için giydiğimiz kıyafetler. Ben buna karşı çıkıyorum. İnsan önce kendisine neyin yakışıp neyin yakışmayacağını bilmeli, fiziğini tanımalı ve ona göre giyinmeli. Evet, moda takip edilmeli ama önemli olan onu üzerine yakıştırabilmek.
