atv ekranlarında salı akşamları yayınlanan 'Benim İçin Üzülme'de 'Harun' karakterini canlandıran Eren Hacısalihoğlu, ilk bölümlerde yaşadığı aşk acısıyla seyircinin dikkatini çekti. Ankara'da inşaat mühendisliği okurken ikinci sınıfta okulu bırakıp İstanbul'a giden Hacısalihoğlu, daha önce hiç oyunculuk deneyimi olmamasına rağmen, Haliç Üniversitesi Konservatuvarı'nı kazanmış. Mahsun Kırmızıgül'ün, Karadenizli olduğu için kendisini tercih ettiğini söyleyen Hacısalihoğlu ile diziyi ve oyunculuk serüvenini konuştuk...
ÜÇ BASAMAK ATLADIM
İlk önemli rolünüz 'Benim İçin Üzülme'deki 'Harun' karakteri oldu. Bu dizi sizin için nasıl bir deneyim?
Her şey hızlı oldu diyebilirim. Daha önce 'Mavi Kelebekler' dizisinde rol almıştım ama ilk önemli rolüm, 'Harun' oldu. Aslında karakterin bu kadar önemli bir yerde olduğunu da bilmiyordum. Benim için bir anda üç basamak atlamak gibi bir şey oldu. Mahsun Kırmızıgül ile çok rahat çalışıyoruz. Setteki stresi minimuma indiriyor, oyuncuyu çok rahatlatıyor.
'Harun'un yaşadıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
'Harun' saf bir adam... Bir noktaya kadar sevdiği kadın olan 'Buke'nin ve kan kardeşi 'Niyazi'nin, kendisine rağmen birlikte olacaklarına inanmıyor. Onu kandırıyorlar ve büyük bir yıkım yaşıyor. 'Harun'a Allah kolaylık versin. Bu durumun, fiziksel olarak insanı hançerlemekten farkı yok.
Siz böyle bir durum yaşasanız tepkiniz ne olurdu?
Çeker giderdim, uzaklaşırdım o ortamdan. Sonra kendimle kaldığım zaman oturur ağlardım herhalde...
Sizce Mahsun Kırmızıgül bu dizi için neden sizi seçti?
Ben aslen Trabzonluyum... Bunu duyunca Mahsun Abi'nin hoşuna gitmiş. Setteki çoğu insan da zaten Karadenizli...
Karadenizli olduğunuz için şive konusunda daha mı şanslıydınız?
Aslında değildim. Çünkü Karadeniz'de birçok yörenin kendisine ait şivesi var. Trabzon şivesi de, Artvin şivesinden farklı... Babaannem ve dedemle büyüdüm; o yüzden konuşmalarına aşinaydım. Kulağım Trabzon şivesine çok yatkın yani. Bazı sahnelerde şivemin kaydığı oldu. Mahsun Abi birkaç kez bu konuda beni uyardı.
HOPA'YA İLK BEN GİTTİM
Şiveye nasıl çalıştınız?
Hopa'ya önce ben gittim. 1-1.5 ay orada kahvelerde insanlarla tavla oynadım. Balıkçılarla tanışıp vakit geçirdim. Böylece şiveye aşina olmaya çalıştım. İzleyicinin de samimiyetimize inandığını düşünüyorum. Bu kadar samimi bir aşk hikayesi anlatmamız insanların hoşuna gitti. Artık insanlar samimiyetsiz işlere kanmıyorlar.
İş almanızda dış görünüşünüzün etkisi oluyor mu?
Aslında iş kaybetmemde oldu diyebilirim. Yakışıklı olduğum için iş kaybettiğim oldu! İyi yönetmenlerin, yapımcıların içinde olduğu iki işte yer alamadım. Böyle olunca ben de bir sonraki işte 'O kadar yakışıklı olmayabilirim'i göstermek istedim. Bir komedi projesi geldi. Deneme çekimlerine Hitler bıyığı bırakıp saçlarımı yapıştırıp gittim. Kıbrıs şivesiyle konuştum. Sonra beni projenin yönetmeniyle tanıştırmak istediler. Görüşmeye normal halimle gidince "Bu kadar yakışıklıysan seni oynatamayız" dediler ve o işi de kaybettim.