YARI ZAMANLI TİYATRO YAPILMAZ
Bir röportajınızda dönem filmi kostümleri tasarlamak istediğinizi söylemiştiniz. Nasıl bir dönem hayalinizdeki?
Barok döneme, o dönemdeki şaşaa, ihtişam ve aşırılığa karşı bir zaafım var. Saraylı yaşamı, maskeler, peruklar ve dantel... Bunu çok isterim gerçekten.
Çocukluğunuzdan beri tek hayalinizin tiyatro sahnesinde olmak olduğunu öğrendim...
Tiyatro benim tutkum diyebilirim ancak kesinlikle yarı zamanlı yapılacak bir iş değil. Kendimi tamamıyla tiyatroya verebileceğim bir dönemde başlamayı düşünüyorum. Hayat kargaşasında gülmeyi unutuyoruz çoğu zaman. İnsanları biraz olsun güldürüp neşelendirmek adına komedi türündeki oyunlarda rol almayı istiyorum.
TASARIMLARI KİŞİSELLEŞTİRİYORUM
Tarzınızı en çok yansıtan tasarımcılar kimler?
Kendimi sadece tek bir tasarımcı ile ifade etmeyi doğru bulmuyorum. Yine de Gamze Saraçoğlu ve Tuvana Büyükçınar gibi çok beğendiğim Türk tasarımcılar var. Ancak yerli ya da yabancı tasarımcıların yarattıkları parçaları; kendi stil çizgimi ekleyerek kişiselleştirmeyi çok seviyorum.
EN HUZURLU DÖNEMİMDEYİM
Şu sıralar hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
Tüm öğretilenleri unutup sadece kendim olduğum, hayattan zevk aldığım en huzurlu dönemimdeyim. Nefes alıyorum.
Geleceğe nasıl bakıyorsunuz şimdi, artık daha iyimser misiniz? Yaşama bakış açım genel olarak iyimserdir benim. Ancak bahsettiğim; gerçekçilikten uzak olmayan bir iyimserlik.
Yaş ilerledikçe daha mı hassaslaşıyorsunuz yoksa deneyimleriniz sizi hayata karşı katılaştırıyor mu?
Her ikisi de... Hassaslaşırken, bir yanınız da bir o kadar sertleşiyor. Hayatın her anından keyif almaya ve mutlu olmaya çalışıyorum. Geçmişi de, geleceği de böyle değerlendiriyorum.
AŞKIN İÇİNDE TUTULMAK VAR
Aşık olduğunuzda tutkulu mu olursunuz?
Tutkunun olmadığı bir yerde aşktan bahsetmek söz konusu değil. Aşkın içerisinde tutulmak vardır. Tutulmak da tutku hissinin bir türevi değil midir zaten? Aşka stratejik yaklaşılamaz; ne hissederseniz onu yaşarsınız. Hayatımda kontrollü davransam da; tutku her zaman ön planda.
Romantik misiniz?
Evet, sanırım öyle çünkü romantizm duyguların en saf hali benim için. Bu açıdan bakarsak romantik olduğum sonucu ortaya çıkıyor.
BENİM ÇOK CİDDİ DUVARLARIM VAR
Genellikle naif yanlarınız mı yoksa sert yönleriniz mi ağır basar günlük hayatınızda?
Çok ciddi duvarlarım var ve bu duvarlara çarpıldığında ya da o eşik aşıldığında sertleşiyorum. İnsanlarla ilişkilerimde naif yanım ağır bassa da, kendi koruma kalkanımı da oluştururum. Bu kalkan çoğu zaman devrededir. Genel olarak baktığımızda herkes biraz böyle değil midir zaten?
TEPKİLERİMİ İÇİME ATMAM
Eleştirilmek nasıl bir etki yapıyor iç dünyanızda? Yanlış değerlendirilmekten çekinir misiniz?
Eleştiri vasıtasıyla insanların sizi nasıl algıladığını öğreniyorsunuz. Öğrendikten sonra da o bilgileri nasıl kullandığınız; eleştiriye karşı gösterdiğiniz reaksiyonu belirliyor. Ben çoğunlukla tepkilerimi iç dünyamda bırakmam, dışarıya da yansıtırım. Bu, yanlış anlaşılmalara da neden olabiliyor kimi zaman.