Hayatım Bodrum'da, kızım Leyla ile doğada geçiyor. Toprak hakkında hiçbir şey bilmeyen bir şehir evladının bu konuda deneyimli hale gelmesi tabii ki kısa sürede olmadı. Şimdi, hem doğayı hem hayvanları çok iyi tanıyorum.
Sigarayı bıraktım
Bodrum'da canım ne yapmak isterse onu yapıyorum. Ev ya da bahçe bakımıyla ilgili işlerim var. Ama onları o kadar seviyorum ki iş gibi gelmiyor. Buraya geldikten sonra sigaradan kurtuldum. Bunun sağlığıma çok etkisi oldu. Neredeyse hiç hastalanmıyorum. Sağlık sigortam yok, ilaç da hiç kullanmam. Kısacası bu hayat benim yaşlanmamı durdurdu. Spor yapıyorum ama düzenli değil... Yürürüm, koşarım, yüzerim ve dans ederim. Pek çok insana göre az yerim, ama asla perhiz yapmam. Sabahları güne ılık suyla başlarım. Akşam 16.00'dan sonra bir şey yememeye dikkat ederim. Daha çok az pişmiş, işlenmemiş gıdaları tercih ederim. Bol bol kayısı, incir, ceviz, badem tüketirim. Kuru üzüm, kuru dut, corn flakes ya da müsli de çok tükettiklerim arasında. Kışları, çorbasız duramam ve pilavsız da az günüm geçer. Yoğurt ve sütü çok fazla, eti ise nadir yerim. Normalde kahvaltı olarak kabul edilen ekmek, peynir, bal, zeytin, yeşillikler benim akşam mönümdür.
Yanık ten sevmem
Cildim için güneş koruma faktörlü bir nemlendirici kullanıyorum. Burası çok güneşli ve gölgede bile yanıyorsunuz. Yanık tenden hoşlanmıyorum. Saç konusunda biraz katıyım. Fön sevmem ve kimyasal işlemlerden özenle kaçarım. Deniz tuzu ve güneş, zaten saçlarımı yeterince kurutuyor. Bunun için aktardan alınan bazı bakım yağlarını sürüyorum. Denize de onları sürmeden girmem. Bazen de saçlarıma çay sürerim. Zeytinyağlı şampuan ve sabunlar da olmazsa olmazım.
Göğsümde küçük boy silikon var
Mankenlik yaptığımda en büyük boy silikonlarım vardı. İşi bıraktığım zaman çıkarttım. Ama çocuk doğurduktan sonra kötü görünmeye başladığı için en küçüğünden tekrar taktırdım.