Türkiye'de her 5 kişiden birinde karaciğer yağlanması görüldüğünü vurgulayan Özgür, "Karaciğer yağlanması olan hastalarda genellikle herhangi bir şikayet olmaz. Hasta, hasta olduğunun farkında bile değildir. Genellikle başka bir hastalık nedeniyle hastaneye başvurduğunda tetkik edilirken karaciğer yağlanması tesadüfen teşhis edilir. Hastaların az bir kısmında bazı şikayetler görülebilir. Bu şikayetler arasında karında sağ üst kadranda ağrı, dolgunluk hissi, halsizlik, çabuk yorulma olabilir. Hastalığın ilerlemiş döneminde kaşıntı, iştahsızlık, bulantı ve sarılık görülebilir" diye konuştu.
Özgür, muayenede karaciğerde büyüme görülebileceğine dikkati çekerek, "Hastalığın tanısında, kanda karaciğer enzimlerinin ölçümü, ultrason, bazen bilgisayarlı tomografi ve MR bize yardımcı olmaktadır. Ultrasonda karaciğer beyaz, parlak görünümdedir ve genellikle karaciğerin büyümüş olduğu görülür. Kesin tanı karaciğer biyopsisi ile konur. Alınan biyopsi materyalinin patolojik incelemesi ile hastalığın tanısı ve hastalığın hem şiddeti hem de evresi tespit edilir" dedi.
Karaciğer yağlanmasının tedavi edilmezse ciddi hastalıklara yol açabileceğini işaret eden Özgür, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karaciğerde sadece yağlanma varsa ve beraberinde herhangi bir iltihap yoksa bu tablo tehlikeli bir tablo değildir ve ilerleyici bir özellik göstermez. Bu hastalarda karaciğer enzimlerinden ALT ve AST değeri genellikle normaldir. Yağlanma ile karaciğerde iltihaplanma söz konusu ise bu tablo zaman içinde karaciğer hücrelerinin harap olmasına yol açar ve arkasından karaciğer sirozuna neden olabilir."
Prof. Dr. Özgür, karaciğer yağlanması tanısı konan hastaların ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi ve sıkı takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, karaciğer yağlanması olan hastaların 6 ayda bir periyodik kontrolden geçmesi gerektiğini anlattı.
Karaciğer yağlanması olan hastaların ilk yapması gerekenler arasında spor, kilo vermek, belirli besinlerden, sigaradan ve alkolden uzak durmak olduğunu belirten Özgür, şunları kaydetti:
"Yapılabilecek en iyi şey özellikle beslenme şeklini değiştirmektir. Hayvansal yağlar karaciğer için oldukça zararlıdır. Hayvansal yağlardan, yağlı et gibi kolesterol içeren yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Mümkün olduğunca yağsız yemekler tercih edilmeli. Sebze, meyve, beyaz et ve lifli gıdaların tüketilmesine özen gösterilmeli. Şeker vücutta yağa dönüştüğü için karbonhidrat ve şeker tüketimi mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Düzenli spor yapılmalı ve sporu yaşamımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Egzersiz de kilo vermede, karaciğer yağlanmasında önemli bir mekanizma olan insülin direncini düşürmekte ve ayrıca uzun vadeli olarak kalp damar hastalıklarında faydalıdır."