Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Eski Yeşilçam'a neden nur yağdı?

Mutlaka dikkatinizi çekiyordur. Yerli diziler giderek eski Yeşilçam filmlerinin kopyası haline geldi. Bazıları konularını eski Türk filmlerinden alırken, kimileri de kendisini eski Yeşilçam ürünlerine benzetmek için çırpınıp duruyor. Pavyon kadınına aşık olan iş adamı... Bekaretini kaybettikten sonra yatağına kapanıp ağlayan genç kız... Zengin oğlan-fakir kız diyalogları... Namus belasına düştüğü mapushane damında elinde sazıyla çile dolduran delikanlı... Eski Türk filmlerinin bu vazgeçilmez ritüelleri yeni dizilerde tekrarlanıp, duruyor. Peki biz değil miydik, eski Türk filmleriyle dalga geçen? Oradaki siyah ve beyazdan ibaret karakterleri yerden yere vuran? "Yahu bir insanın başına bunca kötü olay gelir mi?" diye senaristleri ti'ye alan? Eski filmleri çekim hataları nedeniyle komedi niyetine izleyen? Peki nasıl oldu da eski Türk filmlerine yeniden sevdalandık? Niye onların yerine yeni bir şey koyamadık? Türk izleyicisinin, yapımcısının, yayıncısının saati neden 1960'larda duruverdi? Çünkü 'masumiyeti' yitirdik... Aradığımız tutkulu aşkları, vazgeçilmez sevdaları, hayata karşı onurlu duruşları gerçek yaşamda göremez olduk. Onlar 1960'lardaki filmlerde kalmıştı. Özledik... Ne kadar saçma, çocuksu, inanılmaz olsalar da özledik. Zira 'gerçeklik' fena halde ruhumuzu acıtmaya başladı. Birileri bize eski masalları anlatsın istedik. Kanal D'de yayınlanan 'Hırsız-Polis' dizisini izleyenler bilirler. Aksak, evde hep siyah- beyaz Türk filmlerini seyrediyor. Neden? Kendini geçmişte arıyor da ondan. Eminim ki evlerde pek çok Aksak var. Hayatında aksayan her şeyi, nostalji tezgâhında onarmaya çalışan...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA