Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Eurovision'a ne için gidiyoruz?

Şu Eurovision şarkı yarışmasını iyi etüt etmek lazım. Önce "niyetimizi" ortaya koymalıyız. Oraya neden gidiyoruz? Avrupalı'ya kendimizi "beğendirmek" için mi, yoksa Avrupalı'ya kendimizi "ifade edebilmek" için mi? Eğer gayemiz, kendimizi beğendirmek, "Bakın biz de en az sizin kadar Batı'lıyız. Bizi niye yıllardır AB'nin arka bahçesinde bekletiyorsunuz?" demek ise Kenan Doğulu bir rap ya da hip hop şarkıyı İngilizce sözlerle ve çarpıcı bir sahne şovuyla söylesin, yeter. Tabii en fazla Batılı görünmeye çalıştığımız Opera şarkısıyla nasıl gülünç duruma düştüğümüzü de unutmadan... Yok, eğer yarışmaya katılma amacımız, Türkiye'nin zengin kültürünü, medeniyetlerin buluşma noktası olduğunu ifade etmekse, içinde bu coğrafyanın tüm renklerinin barındığı otantik bir melodiyi, yine folklorik bir şovla (Belki de Anadolu Ateşi'nin gösterisi eşliğinde) ve mutlaka Türkçe sözlerle Avrupalı'ya sunmalıyız. 2004 yılında Ruslana'nın Ukrayna'ya birincilik kazandıran şarkısını anımsayın... Geçen yılın Eurovision sonuçlarının kulaklarımıza fısıldadığı gerçek ise son derece çarpıcıydı. Canavar görünüşlü Lordi grubunun çok sert bir rock parçayla birinciliğe ulaşması, oy gönderenlerin büyük bölümünün 12-18 yaş grubunda olduğunu belgeliyordu. Gençlerin ellerinden düşürmediği o korkunç bilgisayar oyunlarından fırlamış hissi uyandıran Lordi, bu sıradışı haliyle cazibe merkezi oluşturdu. Bu yıl da bu gerçeğin çok fazla değişeceğini sanmıyorum. Gençleri yüreğinden yakalayacak sahne şovları, yine melodiyi ve sözleri gölgeleyecek. En sıra dışı ve şaşırtıcı olan, en fazla oyu alacak. Bu arada Eurovision'un bir "televizyon yarışması" olduğu gerçeği de asla göz ardı edilmemeli. Kenan Doğulu ve ekibinin bu gerçekten hareketle en az beste ve söz kadar sahne şovuna da önem vermesi gerektiği aşikar. Durum böyleyken bizim hâlâ "Şarkı Türkçe mi olmalı, İngilizce mi?" sığlığında teknemizi karalara doğru sürüklediğimizi görmek üzücü.... Ve her Eurovision yarışması öncesinde olduğu gibi bir kez daha iddiamı tekrarlıyorum: Bugüne kadar en iyi şarkımız, katıldığı yıl sonuncu olan Seninle Bir Dakika'ydı. Bir düşünün bakalım: Ondan başka unutulmaz, klasikleşen Eurovision şarkımız oldu mu?.. Demek ki neymiş? Eurovision'da derece alacağız diye kendimizi kasacağımıza, "Sal ipini rahvan gitsin" en iyi yöntemmiş!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA