O Ses Türkiye'deki favorim Derya Avcı, bu hafta az daha avlanıyordu. Murat Boz'un Derya için seçtiği Shakira'nın Latin ezgisi, Derya'nın derya gibi sesine iki numara küçük gelmişti. Neyse ki, seyircinin SMS'leri ile Derya koruma altına alındı. Yoksa Murat kesinlikle Derya'yı eleyecekti.
Şu jüri üyelerinin ağızlarından düşürmediği 'ters köşe yapmak' meselesini ise bir türlü anlamıyorum.
Sanki birinciyi sesi değil, penaltı serisi belirleyecek!
Hayatı boyunca türkü okumuş adama arya söyletmek ya da tam tersini yapmak niye?
Jüri üyeliği yaptığım yarışmalarda da bu saçmalığa sürekli direnip durdum. Niye insanları kendi tarzlarının dışına savrulmaya zorlarsınız ki?
Kalp cerrahına "Hadi bakalım bir de böbrek naklet de iyi doktor olduğunu anlayalım" denir mi? Dünyanın en ünlü ressamını sadece natürmort tablolar çiziyor diye küçümseyebilir misiniz?
Bu arada Hadise'nin seçimini ayakta alkışladım. 16 yaşındaki Buse yorgunluğa ve heyecanına yenik düşüp kötü bir performans sergilemişti. Ama Hadise, diğer yarışmacı Zeynep yerine -ki profesyonel sahne sanatçısıydı-Buse'yi seçip harika bir iş yaptı. Çünkü Hadise de 16 yaşındayken bir yarışmadan elenmiş ve müziği bırakacak duruma gelmişti. Kendisine tanınmayan ikinci şansı Buse'ye tanıyıp adeta kaderden intikamını aldı. Bu tavrıyla stüdyodaki ve ekran başındaki gençlerin de kahramanı oldu.