Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Gidiş o gidiş...

Osman Gidişoğlu için düzenlenen cenaze töreninde oğlu Sercan Gidişoğlu, gösterilen büyük ilgiye şaşırarak; "Babamın bu kadar sevildiğini iki gündür anladık" demiş.
Sanat camiasının meslek hastalığıdır; sanatçı dostlarımıza sağlığında ilgi göstermeyiz. Hatta mesleki kıskançlıklara, çekememezliklere yenik düşenler; rakiplerini yerden yere vurmak için fırsat kollarlar. Her nedense buna en çok da tiyatrocular arasında rastlanır.
Bir diğerini beğenen, takdir eden tiyatrocu pek azdır. Esirgediğimiz alkışları hep cenazesi sahneye geldiği ana saklarız...
Neyse ki Osman Gidişoğlu, 'istisnasız' herkesin sevdiği, saydığı bir tiyatrocu ağabeyimizdi.
Yine de hem maddi, hem manevi açıdan çok daha büyük bir ilgiyi hak ettiğine inanıyorum.
Nebil Özgentürk, Sanatımızın Hatıra Defteri belgeselinden örnekleri anlatırken; Erol Günaydın ve Turgut Boralı'nın, vefat eden Ulvi Uraz'ın ardından gazetelere verdiği bir ilanı hatırlattı.
Şöyle demiş, ironi ustaları o ilanda: "Türk Tiyatrosu'nun büyük ismi Ulvi Uraz'ı kaybettik. Cenazemize çelenk göndermeyin. Çelenge vereceğiniz parayı peşin ödeyin..."
Peki nasıl ölmüş Ulvi Uraz?
50 bin liralık borcunu ödeyememenin verdiği sıkıntıyla kalp krizi geçirerek...
Bu yazıyı yazarken, bir yandan da internet sitelerindeki habere ilişiyor gözüm. 25 yaşındaki tiyatro sanatçısı, mali sorunlar yüzünden girdiği bunalımı atlatamayarak evinde kendisini asmış.
Osman Gidişoğlu gitti.
Tiyatromuzda ise gidişatın değişeceği yok. Gidiş o gidiş...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA