Televizyon sektöründe iyilik, güzellik, doğruluk görünce; bu sütunlarda tadını çıkara çıkara yazmak benim en büyük keyfim...
Bu kez de bu mutluluğu yaşamama vesile olan; Muhteşem Yüzyıl'ın Kanuni Sultan Süleyman'ı Halit Ergenç oldu.
Halit şu anda kariyerinin zirvelerinde dolaşıyor.
Sadece Türkiye'nin değil, Balkanlar'ın, Ortadoğu'nun ve Türk Cumhuriyetleri'nin bulunduğu coğrafyaların da en ünlü aktörlerinden biri...
Başarı ve disiplinin getirdiği bu şöhret, televizyonda genellikle 'reklamlarla' paraya çevrilir.
Televizyonda biraz ünlenen, bunun en büyük parasal karşılığını rol aldığı reklam kampanyalarıyla görür.
Halit'e de iki yıldır dudak uçuklatan reklam teklifleri geliyor. Başkası olsa, 'su akarken' küpünü doldururdu ama o hepsini elinin tersiyle itiyor.
Neden? Paraya ihtiyacı olmadığı için mi?
Hiç sanmam. Bu dünyada kimin paraya ihtiyacı yok ki? Yapımcısı izin vermediği için mi? Benim tanıdığım Timur Savcı, oyuncularına böyle bir yasak koyacak insan değil.
Öyle olsa, Muhteşem Yüzyıl'ın hiçbir oyuncusunu reklamlarda göremezdik. Halit, prensip sahibi olduğu için, işine ve seyircisine saygı duyduğundan dolayı reklam tekliflerini geri çeviriyor. Geçenlerde bir magazin muhabiri, yemek çıkışı Ergenç'e bu soruyu sordu.
"Neden reklamlarda oynamıyorsunuz?" dedi. Ergenç her zamanki mütevazı tavrıyla "Bu tamamen benim kişisel tercihim. Gerek duymuyorum" diye yanıt verdi.
Bu sütunlarda defalarca yazdım, popüler dizi oyuncularının, dizileri devam ederken reklam kampanyalarında rol almamaları gerektiğini söyledim. Bu tamamen 'etik' bir duruştur. Şimdi bir düşünün; Muhteşem Yüzyıl'ın reklam arasında Kanuni'yi banka veznesi önünde kredi almak için dil dökerken izlemek ister miydiniz?
Ergenç'i sadece oyunculuk başarısından değil; engin öngörüsünden, işine duyduğu saygıdan ve tokgözlülüğünden dolayı da izninizle 'muhteşem' ilan etmek istiyorum.