Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Fatih'in hüsranı

Kaçınılmaz olan gerçekleşti.
Fatih dizisi pazartesi gecesi Kanal D ekranlarında final yapıyor.
Fatih, ilk bölümünün ardından bu köşede okumaya pek de alışkın olmadığınız bir tarzda, tarafımdan son derece sert bir üslupla eleştirilmişti. Beni bu denli ağır bir eleştirel üsluba zorlayan belki de beslediğim umudun boş çıkmasından kaynaklanan derin hayal kırıklığımdı. Çünkü bir televizyon yazarı olarak, sektöre büyük paralar yatıran herkesin misliyle kazanmasını arzu ederim. Çünkü televizyonculuğumuzun bu sayede gelişeceğine, kendini yenileyeceğine inanırım.
Ama Fatih dizisine yatırım sadece plato ve teknik araç gereçle sınırlı kalmış gibiydi. Ne oyunculara, ne senaryoya aynı özen gösterilmişti. Ayrıca zamanlaması da kötüydü. Bir tarafta iki sezondur tutmuş Muhteşem Yüzyıl varken, onun dümen suyundan giden bir dizinin akıbeti kaçınılmaz olarak hüsrandı. Muhteşem'den ayrışmak, fark yaratmak yerine, karakterlerinden kurgusuna kadar onu taklit etmek; 'aslını yaşatmaktan' öteye yarar sağlamadı. Buna bir de set içindeki kavga ve gerilimin 'ürüne yansıması' da eklenince, dizi kendi sonunu kendi hazırlamış oldu.
Fatih, İstanbul'u fethederek bir çağı kapatıp yenisini açtı. Fatih dizisi tecrübesi de umarım televizyonculuk adına 'klişelerin terk edildiği' yeni bir çağın başlangıcı olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA