Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Toplu taşımaya spot lazım

İsmini sadece 'Gül' olarak belirten okurumuz, ekranlardaki onca kamu spotu arasında bir eksiklik olduğunu fark etmiş.
Okurumuzun tespitini son derece önemli bulduğum için yayınlıyorum: "Yüksel Bey merhaba, daha önce de size birkaç konuda fikrimi yazmıştım.
Şimdi de katılır katılmazsınız -ama duyarlı bir insan olduğunuzu bildiğimden katılacağınıza inanıyorum- bir konuda yazmak istiyorum.
Ben kamu spotlarının çok yerinde olduğunu düşünüyorum.
Evet, birkaç tanesi rahatsız edici ama yine de bence birçok önemli konuya dikkat çekiyorlar. Benim üzerinde durmak istediğim nokta ise bize küçükken hep öğretilen bir şeyin artık unutulmuş olması.

'BEN' KUŞAĞI ETKİSİ
Ben orta yaşlarında bir kadınım. Her sabah ve akşam işe toplu taşımayla gidip geliyorum. Son zamanlarda koltuklarda gençlerin oturması, yaşlıların ve hamilelerin otobüste bir oraya bir buraya sürüklenmesi beni çok rahatsız ediyor.
Hiçbir genç, bu durumdan rahatsızlık duymuyor. Çünkü malum bu kuşak 'Ben' kuşağı... Küçükken, gençken hiç otobüste oturduğumu bilmem. Öyle öğretilmedi çünkü bize. O yüzden bir yaşlı ya da ihtiyaç sahibi bindiğinde hemen kalkardım, ki hâlâ kalkıyorum. Ben kaç yaşında kadınım kalkıyorum, karşımdaki koltukta 16 yaşında delikanlı hiç rahatsız olmuyor. Çok yazık.
Bir gün onlar da yaşlanacaklar.
Ya da onların anneleri, babaları, dedeleri de binecek otobüslere.
Acaba o zaman da vicdanları sızlamayacak mı?
Ya da yeni moda; anneler 3-4 yaşlarındaki çocukları yanlarındaki koltuklara oturtuyorlar, bir sürü yaşlı insan ayakta!
Sebep; o çocuğa da Akbil basılmış. İyi de hepimiz Akbil basıyoruz.
Pekala kucakta gidebilecek bir çocuk, sırf Akbil basıldı diye neden bir yaşlının oturabileceği bir yeri işgal ediyor? Neden bu kadar benmerkezci bir toplum olduk?
Edep, adap ne oldu çok merak ediyorum.
Bir diğer nokta da düzgün oturmak! Genç kızlar arasında yeni moda, bacak bacak üstüne atarak oturmak. Yanlış anlamayın, mesele o şekilde oturmaları değil.
Mesele, üstteki bacaklarının koridorun yarısına kadar uzanması ve biz geçmeye çalışırken bir zahmet ayaklarını kenara çekmeye çalışmamaları. Hatta biraz 'Üff' deseniz, sizi dövecekmiş gibi bakmaları. Yani öyle ki; ben kimim ki söyleniyorum, tabii bir zahmet çamurlu ayakkabılara sürünüp geçeceğim, orada bir hanım kızımız yayılmış oturuyor... Kusura bakmayın, bu konu beni çok sinirlendiriyor. Sizin köşenizin de dikkatle takip edildiğini biliyorum.
Belki, unuttuğumuz ama aslında unutmamamız gereken bu toplu yaşam kurallarını bu vesile ile tekrar hayatımıza geçiririz.
İyi çalışmalar...."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA