Geçtiğimiz hafta sonu Boğaz'a ses yasağı damgasını vurdu. Çevre Bakanı Veysel Eroğlu'nun "Boğaz'da müziği 23.59'dan sonra yasaklayacağız" açıklamasından sonra cumartesi gecesi Boğaz, İl Çevre Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından denetlendi. Peki ne oldu? Aynen kurallara uyuldu... Mekanlar 23.59'da müziğin sesini kapattılar. Dikkatinizi çekerim, kısmadılar, kapattılar... (Benim bulunduğum yerde böyle oldu en azından.) Suada'da düğündeydik... Tam millet yemeğini yemiş, kendine gelmiş eğlenmeye başlamıştı ki; düğün bitti... Herkes pistin ortasında öylece kaldı. Tamam, aşırı müzik o bölgede oturan insanları rahatsız edebilir. Ama diyorum ya; gürültü varsa, sadece Boğaz'da mı var? Geçen hafta yazdım, yan sitemizdeki yaza merhaba partisini. Ortalık yıkıldı, kimse gelip ses ölçümü falan yapmadı. Ortada bir karar varsa, hepimizin sesimizi kısması gerekmiyor mu? Boğaz kıyısında onlarca yer var... İnsanlar düğünlerinin yazın olmasını istiyor. Ve bu mekanlarda düğün yapmak ya da bir davet vermek için de dünyanın parasını harcıyorlar. Yani aslında ortada büyük bir ekonomi var, yüzlerce kişinin ekmek parası olan...

SAATLER ÖNE ÇEKİLECEK
Düğün dediğiniz hiçbir zaman belirlenen saatte başlamaz. Nikah memuru geç kalır, şahitler gecikebilir. Ve nikah töreni tantanasından sonra gelin damat davetlilere 'Hoş geldiniz' der. O sırada insanlar yemeklerini yerler. Ve saat 10-11 gibi eğlence başlar. Yani geriye her şeyin tadını çıkaracak bir saat 59 dakikanız kalır... O zaman insanlar ne yapacak? Bunun da kolayını bulur bizim milletimiz. Bence artık düğünler 18'de başlayacak... (Sıcaktan herkesin beyni sulanacak.) Saat 20.00'ye kadar yukarıda anlattığım tantanalı kısım bitecek, geri kalan 4 saatte de insanlar en güzel, en anlamlı günlerinde vur patlasın çal oynasın eğlenecek... Şehirde gündüz partileri trend olacak. Vs, vs... Bu arada; Boğaz'ın bir sorunu daha var; trafik... Ses denetim ekipleri, cumartesi gecesi Boğaz'ı baştan sona kat ederken, kilitlenen trafiğin içinde de bir çekici, araç çekiyordu. (Şahane bir çözüm!) Kuruçeşme'den 02.00'de yola çıkan arkadaşlarım, saat 03.45'de daha Ortaköy'e yeni varabilmişti. Eminim aşırı gürültü Boğaz sakinlerini rahatsız ediyordur. Ama evlerine gidememek, evlerinin kapılarının önüne araçlarını park edememek de rahatsız ediyordur herhalde... Acaba İstanbul Trafik Denetleme Müdürü-Müdürlüğü hafta sonları Boğaz trafiği konusunda nasıl bir plan yürütüyor? Yani Boğaz sakinlerinin kulak sağlığı düşünüldüğü kadar ruh sağlıkları da düşünülüyor mu? Yoksa bir çekici ile "Bakın yanlış yere park etmiş aracınız çekilir" diye şov mu yapılıyor?